Ahmet Altan'dan çok konuşulacak yazı: Susacak mısın?
Gazeteci-yazar Ahmet Altan, Koza-İpek Grubu'na kayyum atanması ve sonraki süreçte yaşananları konu alan yazısında önemli noktalara dikkat çekti.
Ülkenin geldiği cinnet halini
satırlarına aktaran Altan, 'Kendi hırsızlıklarına şimdi
katilliği, eşkiyalığı, zorbalığı da ekleyen bir iktidarın, bu
toplumu kan dolu bir çukura itmeye çabalamasına, biraz daha fazla
para çalabilmek için daha fazla insanın ölümünün önünü açmasına, kural, kanun,
ölçü, değer tanımayan bir despotlukla bu ülkeyi paramparça etmek
için delice kıvranmasına karşı nasıl sessiz duracaksın?'
diye sordu.
İşte Ahmet Altan'ın
haberdar.com'da yayınlanan o yazısı:
İnsan kendi acısının
derinliklerine, ışıksız kuytuluklarına, yaralı bir hayvan gibi kendi keder denizinin en diplerine
çekilip saklansa da Türkiye'nin
mızrağı gelip gene de böğrüne saplanıyor.
Sen kendi acınla susmaya çalışırken, Türkiye kendi acısıyla
seni çığlıklar atmaya zorluyor.
Polisler kurt sürüleri gibi bir eve baskın yapıp masum bir genç kızı vurup öldürüyorlar.
Genç kızın tabutunu görüyorsun…
Tabutuna atılan çiçekleri…
Babasını…
Susacak mısın?
Sussan, nasıl susacaksın?
Susanlar var, yazar kılığında, bir hırsız çetesinin
erketeliğine soyunmuş, maaş diye
soygundan pay alan reziller var, kendilerini para karşılığında
kullandıra kullandıra aşınmamış yeri kalmayan kullanışlı sefiller
var, alçakça bir zorbalığı dilleri dışarda zevkle seyredip
iktidardan cinayetleri alkışlama karşılığında kanlı bir bahşiş
bekleyen, omurgaları maaş çekleriyle kırılmış yağlı sürüngenler
var.
Onlar susar.
Sen nasıl susacaksın?
Utanmadan “biz gidersek beyaz Toros'lar gelir” deyip,
“siyah
Ranger'larına” Kürt
sokaklarının kuşatılmış gecelerinde baskınlar düzenletip, çocukları
vurduranların öldürttüğü gençler ağıtlarla toprağa bırakılırken ne
yapacaksın?
Nasıl susacaksın?
Kimin acısı, kiminkinden kıymetli?
Başkaları acı çekerken nasıl saklanacaksın kendi
acının derinliklerine?
Ağlayan Kürt analarını görüyorsun, yüzlerine bir dövme gibi kazınmış o kara kederi görüyorsun,
sevdiklerinin arkasından sessizce ağlayan genç Kürt kadınlarının
billurdan tomurcuklar gibi damlayan göz yaşlarını görüyorsun…
Susacak mısın?