Ahmet Altan, Genelkurmayla mı korkutuyor?..
Asker'le Ahmet Çalık görüşmesinin yankıları sürüyor. Taraf, haberi sürmanşette okurlarına duyurdu. Şimdi de başka iddialar var...
GAZETECİLER.COM-(ANALİZ)-Genelkurmay’ın, Çalık’a “baskı” yaptığını ve TARAF’ın basımından,
dağıtımından ve elbette finansmanından vazgeçmesini istediğini
yazmıştık…
Haber kaynağımızın adını değil ama
şu kadarını söyleyelim: SABAH & atv ile hiçbir ilişkisi olmayan,
Ahmet Çalık’ın “Kader arkadaşı” diyebileceğimiz kadar yakın bir
dostundan, bir işadamından aldık…
Hatta o kadar ki “meslektaş” bile
sayılabilirler…
Haberimiz yayımlandıktan sonra
Genelkurmay adına aradığını söyleyen bir Kurmay Albay
(açıklamasının kurum adına olmadığını belirttiği için adını
veremiyoruz), gelip geçmiş hiçbir genelkurmay başkanının, bir
gazeteyi kimin bastığı, kimin dağıttığı ile ilgilenmediği gibi
İlker Başbuğ’un da bu konularda bilgisi olmadığını söyledi. Ahmet
Çalık’ın Genelkurmay’da misafir edildiğini ancak görüşmeyi Org.
Hasan Iğsız’ın yaptığını belirtti.
Genelkurmay-Çalık-Taraf
olayında manüple edilmiş olma ihtimalini de
düşünmedik değil…
Hatta uyarıldık bile…
Ama dediğimiz gibi…
Haber kaynağımız çok güvenilir,
saygın ve Çalık’a yakın bir kişi idi…
İlk aşamada Çalık ve Genelkurmay’a
ulaşamayınca “Kulis” olduğuna işaret ederek verdik
haberi…
Taraflarla görüşebilseydik “haber”
olarak verirdik elbette…
Bu hatırlatmamızdan sonra bir de
incelik…
Kulis haberimizin TARAF’ta
büyütüldüğünü görünce “Eyvah!” demedik değil…
Çünkü…
Genelkurmay’ın, Çalık’a “baskı” yaptığını yazdığımız gün bir başka uyarı
daha aldık…
Genelkurmay,
Çalık’a asla baskı yapmamıştı…
Peki neden Sabah, TARAF’ı
basmaktan ve hatta dağıtmaktan vazgeçmişti?..
Çünkü TARAF hiçbir taahhüdünü ve
sözünü yerine getirmiyordu…
“Kağıt getirin”
diyordu SABAH yönetimi…
TARAF yönetimi kâğıt getiremiyordu…
“Eski borçlarına karşılık ödeme
yap”…
Yapamıyordu TARAF …
Parası yoktu…
Bunun üzerine SABAH, TARAF’ı
basmaktan vazgeçiyordu…
İşte o noktada Ahmet Altan, Çalık
ve SABAH yönetimine şöyle diyordu:
“Ben bu mahallenin gazetesiyim. Bu
mahalle adına çok iş yaptım. Beni koruyacaksınız. Korumalısınız.
Aksi halde, genelkurmaydan baskı yediğiniz ve korktuğunuz için
benim gazetemi basmadığınızı söylerim”…
Der mi bunları Ahmet
Altan?..
Demokrat çevrelere karşı askeri
“öcü” olarak kullanmış olabilir mi?..
Bilemeyiz…
Belki, “Genelkurmaydan baskı mı gördünüz?” diye sorgulamış olabilir diye düşünmedik değil ancak…
Belki, “Genelkurmaydan baskı mı gördünüz?” diye sorgulamış olabilir diye düşünmedik değil ancak…
Diğer kaynağımız, söylenmiş
sözleri çarpıtmayacak kadar ciddi, saygın…
Ahmet Altan'a not
düştük, soralım istedik. Ama ne telefonlarına cevap verdi, ne de
cep telefonuna düştüğümüz mesaja. Ahmet Altan, "Taraf'ı boğma
planı" haberimizi Taraf'ın en tepesinde haber yapabiliyorsa,
kendisiyle ilgili iddialara da cevap vermeli ki, kamuoyu da
işin doğrusunu öğrenmiş olsun!
Bu arada şu an SABAH’la yaşanan sorunun STAR’la da
yaşandığını söylemeden geçemeyeceğiz...
(Şimdilik) TARAF'ı,
STAR basıyor…
Ancak nereye kadar?..
Sevgili dostlar!..
Gazetecilik “zor” olmaktan çıktı
“imkânsız” hale geldi…
Çünkü “ilkeler”
bitti…
Haberlere konu olan kişiler
telefonlara çıkıp “doğru” bilgi vermiyor…
Haberi yaptığınız zaman “Neden
bize sormadınız?” diye bizim sorgulamamız gereken noktayı
sorguluyorlar…
Kaynaklarınız “haber” vermenin
değil “manüplasyon” yapmanın peşinde koşuyorlar
(gibi)…
Eeee?..
"Ne olacak bu işin
sonu?..." sorusundan sonra
geleyim, Ahmet Altan ve Serhat Albayrak'la olan
kişisel konuma...
[page_end]
Duygularımın değil aklımın
emrettiğini yazıyorum…
Değerli dostlar!...
GAZETECİLER.COM’un ve bu sütunların
sürekli okurları hatırlayacaklardır…
Hem ben ve hem de GAZETECİLER.COM
Ahmet Altan’a (ve TARAF’a da) her gerektiğinde “destek”
vermiştir…
Çok kere makalelerinden dolayı
“Alkış” almış, “Kazanan” ilân edilmiştir…
Bazı kurumlarla yaptığı kavgada,
“vatan için ölmek de var lâkin borcun yaşamaktır” diyen Ziya
Gökalp’in bu akıl dolu deyişine ihanet(!) ettiklerini ben şahsen
düşünmüyor değilim ama…
Altan’ın
ve yönettiği gazetenin stratejisine de karışacak
değilim...
Yine de Taraf’ın mutlaka
yaşatılması gerektiğine inanıyorum…
Yanlış anlaşılmaktan korkmadan
söyleyeyim:
“Gider Yunus’u, gelir
domuzu!”…
Geleyim Serhat Albayrak
konusuna…
Ne ben, ne de GAZETECİLER.COM
ekibi sevgili kardeşimizin düşmanlarıyız…
Aksine…
Daha önce de yazdığım gibi
babasından ötürü kendisine sempatim/iz bile var…
Ama…
Beni de GAZETECİLER.COM’u da
Serhat Albayrak ilgilendirmiyor ki…
Bizi, SABAH ve elbette atv
ilgilendiriyor…
Binlerce meslektaşımız bu
kurumlardan kazanıyor ekmek paralarını…
Ahmet Çalık, sevsek de sevmesek de; yatırımcı, milyonlarca dolar vergi
ödeyen, milyarlarca dolar katma değer üreten şirketlerin
sahibi...
Ve Sabah&atv’ye 1.1 Milyar
Dolar gibi akıl almaz bir para ödüyor…
Eğer bütün bunlara rağmen Sabah
halen 300 bin tirajlarda takılıp kalıyor, atv bir türlü o eski
yerini yakalayamıyorsa üzülürüm/z…
Üzülürüm/z çünkü reklam pastasının
% 65’ini tek başına alan Aydın Doğan Gurubu’nun, haksız ve diğer
refiklerinin aleyhine büyüyerek medyada tekelleşme olacağından
korkarım/z…
Bu korkumuz da Aydın Doğan ve
Gurubuna antipati duyduğumuzdan değil…
Biz duygularımızı değil, aklımızı
kullanıyoruz…
Onun için tüm kuşku ve
korkularım/ız kurumsaldır…