Ahmet Altan Fethullahçıları bilmiyormuş
"Fethullahçıların inançlarının ne olduğunu, diğer müslümanlardan farklarını bilmiyorum, "Ilımlı İslam" oldukları söyleniyor, ne olursa olsun, neticede bir inanç değil mi bu?"
GAZETECİLER.COM - Hanefi Avcı'nın kitabı
Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabıyla
Türkiye'nin gündemine oturan Fethullahçılık tartışmasında topa geç
giren Taraf başyazarı Ahmet Altan, bugünkü
yazısında ilginç bir mantık kurgusu ile kitabı ve yazarını
değerlendiriyor.
FETHULLAHÇILARI
BİLMİYORUM
Ahmet Altan'ın satırlarında dikkat çeken bir nokta var...
Türkiye'nin aydın kesimi içinde yer alan, Taraf Gazetesi'nin genel
yayın yönetmenliğini yapan Altan diyor ki;
"Fethullahçıların inançlarının ne olduğunu, diğer
müslümanlardan farklarını bilmiyorum, "Ilımlı İslam" oldukları
söyleniyor, ne olursa olsun, neticede bir inanç değil mi
bu?"
NAZİ
BENZETMESİ
Bir diğer ilginçlik ise Ahmet Altan'ın olay kitabı eleştirirken,
mevzuyu getirip NAZİ'lere bağlaması ve garip bir benzetme
yapması... İşte yazısından çarpıcı bir bölüm:
İnançlarından dolayı insanları suçlayacak mıyız?
İnanç suç mu?
Fethullahçılık diye bir suç yok ama Fethullahçı olmak suçlu
olmak anlamına geliyor neredeyse.
Ve bu sihirli sözcük her şeyi açıklıyor. "Şemdinli'de
kontrgerillanın izini yakalayan savcı Fethullahçıymış"
diyorlar.
Bunu sözledikleri anda, kontrgerillanın kitabevi bombalanması
önemsizleşiyor, onları yakalayan savcının Fethullahçı olması önem
kazanıyor.
Aynı şeyi Ergenekon için de yapıyorlar, Ergenekonu soruşturan
savcılar da Fethullahçıymış... Demek ki Ergenekon kötü bir şey
değil, Fethullahçı olmak gibi korkunç bir kimliğe sahip adam onları
sorguladıysa, biz onları aklamalıyız.
Bu yaklaşım dikkatleri suçluyu yakalayanın inancına çekip,
suçun kendisini saklamaya yarıyor ve Fethullahçılık lafı bu garip
mekanizmanın işletilmesinde çok sık kullanılıyor.
Emniyet'in, istihbaratın, ordunun içinde çok sayıda Fethullahçı
olduğu artık biliniyor ama bu adamları inançlarından dolayı
suçlayamazsınız, karalayamazsınız, eğer "cemaatlerin çıkarı" için
yasadışı işler yapıyorlarsa, bunu yakalar, belgeler,
yargılarsınız.
"Kötü bir şey yapacaklar" diye niyetlerini sorgulamak,
niyetlerini suçlamak faşizme girer, hukuk ise "kötü bir şey
yaptıklarında" yakalayıp belgelemektir.
(...)
NAZİ Almanyasında, Yahudi inancına sahip olmak suçlu olmak ve
cezalandırılmak için yeterliydi. Ayrıca suç işlemeye gerek
yoktu.
İnsanları sadece inançlarından dolayı suçlayacağımız bir NAZİ
Türkiyesi mi yaratacağız burada, sadece Fethullahçı oldukları için
insanları suçlu mu ilan edeceğiz?
Ahmet Altan'ın Taraf gazetesinde yayınlanan yazılarına
ulaşabilirsiniz.