Ahırda doğmak at olmayı gerektirmez ama....
Bir insan yavrusu hem ahırda doğar ve hem de atlar - öküzler- eşekler tarafından beslenip büyütülürse; insanlığa geçişi çok zahmetli olur...
ADNAN BERK
OKAN
Yıl 1920... "Hindistan Öksüzler Evi" Başkanı Mr. Singh, kulağına kadar gelen söylentileri "ciddiye" aldı, doğruluğunu yerinde görmek için "Garip Varlıkları Yaşadığı" iddia edilen mağaraya gitti...
Halkın "Hayalet" diye tanımladığı garip yaratıkların(!) iki küçük kız çocuğu olduğunu gördü...
İlginç olan, ancak efsanelerde yaşandığı sanılan
"Kurtların besleyip büyüttüğü insan"
öykülerinin gerçekte de yaşandığının kanıtlanması Mr.
Singh'i heyecanlandırdı...
Zira...
Çocuklar bir gurup kurt tarafından beslenerek büyütülmüşlerdi...
Mr. Singh çocukların mağaradan alınarak "Öksüzler Evi"ne getirilmelerini istedi....
Ve...
İki küçük kız çocuğu mağaradan alınıp diğer çocukların arasına bırakıldılar...
Ancak çevreye uyum sağlayamadılar...
"Öksüzler Evi" görevlilerinin başına belâ kesildiler...
Bir insandan doğdukları halde davranışları hayvancaydı...
Örneğin "dik" yürüyemiyorlardı...
Ne heyecanlanıyorlardı, ne düşünebiliyorlar, ne de sevgi veya saygı gösterebilecek bir durumları vardı...
Alacakaranlıkta yaşıyorlar, gündüzleri uyuyor, gece olunca hareketlilik gösteriyorlardı... Yıllar geçti...
Biraz da olsa insanca davranışlar göstermeye başlamışlardı...
Ama...
Tek kelime edemeden öldüler...
Bernard Shaw ise bir oyununda kahramanına şöyle dedirtiyordu:
"Ahırda doğdum diye at olmam gerekmez"...
Shaw Usta ne tam "haklı" ne de tam "haksız"...
Zira ahırda doğup insan anadan meme emen ve beslenip büyütülen birinin ille de "hayvanlaşacağı" iddia edilemez...
Ama...
Bir insan yavrusu hem ahırda doğar ve hem de atlar - öküzler- eşekler tarafından beslenip büyütülürse; insanlığa geçişi çok zahmetli olur...
Ve...
Büyük ihtimalle "İnsan olmanın" zevkini tadamadan, her nefis gibi ölümü tadar...
"Yazdıklarının medyayla ilişkisi ne?" diye soranlara söyleyeyim: Hiç...
Ama...
Medya seçime birkaç gün kala siyasete o kadar bulaştı ki hangi yazardan söz etsem "Siyaset" yazmış olacaktım...
Ben de bu gerçek olayı anlattım...
Şapın dövülmekle şeker olamayacağı, cinsini sevdiğimizin cinsine çekeceği söylense de; "Çevre" faktörü, "değişimin - davranışların" önündeki ya "en büyük engel" ya da "en güçlü müteharrik güç"tür...
adnanberkokan@gmail.com
Yıl 1920... "Hindistan Öksüzler Evi" Başkanı Mr. Singh, kulağına kadar gelen söylentileri "ciddiye" aldı, doğruluğunu yerinde görmek için "Garip Varlıkları Yaşadığı" iddia edilen mağaraya gitti...
Halkın "Hayalet" diye tanımladığı garip yaratıkların(!) iki küçük kız çocuğu olduğunu gördü...
Siysi parti liderlerinin
heyecanlarıyla alacakları oylar arasında "doğru
orantı" kuran; "en güzel ve
heyecanlı" konuşmayı yapan liderin partisinin seçimi
kazanacağını öngören yazarlara, Hitler'in
"Kavgam - Mein Kampf" kitabından bir
alıntı yapmak istiyorum... "Ben, çoğunluklar için heyecanı kullanırım... Mantığı ise az sayıdaki akıllı ve mantıklı dostlarım için saklarım"... Bilmem anlatabildim mi?... |
Zira...
Çocuklar bir gurup kurt tarafından beslenerek büyütülmüşlerdi...
Mr. Singh çocukların mağaradan alınarak "Öksüzler Evi"ne getirilmelerini istedi....
Ve...
İki küçük kız çocuğu mağaradan alınıp diğer çocukların arasına bırakıldılar...
Ancak çevreye uyum sağlayamadılar...
"Öksüzler Evi" görevlilerinin başına belâ kesildiler...
Bir insandan doğdukları halde davranışları hayvancaydı...
Örneğin "dik" yürüyemiyorlardı...
Ne heyecanlanıyorlardı, ne düşünebiliyorlar, ne de sevgi veya saygı gösterebilecek bir durumları vardı...
Alacakaranlıkta yaşıyorlar, gündüzleri uyuyor, gece olunca hareketlilik gösteriyorlardı... Yıllar geçti...
Biraz da olsa insanca davranışlar göstermeye başlamışlardı...
Ama...
Tek kelime edemeden öldüler...
Bernard Shaw ise bir oyununda kahramanına şöyle dedirtiyordu:
"Ahırda doğdum diye at olmam gerekmez"...
Shaw Usta ne tam "haklı" ne de tam "haksız"...
Zira ahırda doğup insan anadan meme emen ve beslenip büyütülen birinin ille de "hayvanlaşacağı" iddia edilemez...
Ama...
Bir insan yavrusu hem ahırda doğar ve hem de atlar - öküzler- eşekler tarafından beslenip büyütülürse; insanlığa geçişi çok zahmetli olur...
Ve...
Büyük ihtimalle "İnsan olmanın" zevkini tadamadan, her nefis gibi ölümü tadar...
"Yazdıklarının medyayla ilişkisi ne?" diye soranlara söyleyeyim: Hiç...
Ama...
Medya seçime birkaç gün kala siyasete o kadar bulaştı ki hangi yazardan söz etsem "Siyaset" yazmış olacaktım...
Ben de bu gerçek olayı anlattım...
Şapın dövülmekle şeker olamayacağı, cinsini sevdiğimizin cinsine çekeceği söylense de; "Çevre" faktörü, "değişimin - davranışların" önündeki ya "en büyük engel" ya da "en güçlü müteharrik güç"tür...
adnanberkokan@gmail.com