Ah be Doğan kardeş... Biraz daha düşünsen olmaz mıydı?..
Bir gazete patronunun "Evet bu gazete benim babamın malı" deyişine "gıcık" oluyorlar...
ADNAN BERK OKAN
Bir gazeteci / yazar, bir konu hakkında "yorum" yapıyorsa "yanlış" yapmaya "hakkı" yok...
Üzerine "ahkâm" kestiği konuda bilgi sahibi olmalı...
Bilgisinin doğruluğundan emin değilse araştırmalı...
bilgisinin doğruluğunu kesinleştirmeli...
Yanlış biliyorsa doğrusuna göre yapmalı yorumunu...
Ya da ahkâm kesmekten vazgeçmeli...
Ya tersi oluyorsa?..
Ya yorum yapan gazeteci / yazar hüküm verdiği konuda "doğru" bilgi sahibi olduğundan emin değilse...
Ve fakat buna rağmen "hüküm cümleleri " kuruyorsa?..
O zaman da çalıştığı kurumda işin doğrusunu bilenler tarafından uyarılmalı...
Sözü, refiklerimizden T 24'ün yöneticisi Doğan Akın'ın yaptığı bir yoruma getireceğim ama önce küçük birkaç hatırlatma...
Doğan Akın, birisinin kendisinden 15 yaş büyük bir başkasına yazdığı mektubu "Gözlerinden öperim" diye bitirmesini yadırgıyor belli ki...
Yani...
Ali Karacan, Hasan Cemal'e "gözlerinden öperim" dememeliymiş...
Yapma Doğan Akııınnn!..
Çok saçma..
Neden demeyecekmiş?..
Ancak ağabeyler, ablalar falan mı gözlerden öper kural olarak?..
Bir de...
Ali Karacan Hasan Cemal'e "Gözlerinden öperim" diyerek o "biyolojik gerçeği" karşımıza dikiyormuş:
Zira o gözlerden öpmenin tercümesi "Milliyet babamın malı..." demekmiş...
Sevgili Doğan Akın, sen hâlâ nerelerde kalmışsın öyle?..
Seni kırmak istemem ama bu ahkâmın alenen "sermeye düşmanlığı" kokuyor...
Zannediyorsun ki gazeteler Kamu malı...
Zannediyorsun ki gazeteler bir kamu bankası...
Meselâ Ziraat Bankası'nın sahibi(!) nasıl siyasal iktidarlarsa, gazetelerin sahipleri de yazarlar ve çalışanlar...
İktidar değiştiğinde nasıl bankanın genel müdürü de değişiyorsa...
Bir gazetenin patronajı da ancak genel yayın yönetmeni veya birkaç köşe yazarı değiştiğinde değişir...
Yahu yok böyle bir şey...
Olamaz...
Olmamalı da...
Bu kafalar gazete patronlarını batırıyor ya...
SABAH da böyle battı...
Aydın Doğan'ın başını da kendilerini gazetenin gerçek sahibi zanneden yazar ve yöneticiler belâya soktular...
Aydın Doğan, Milliyet ve Vatan'ı durduk yerde satmak zorunda kalmadı herhalde?..
Çalışanlarının ve yazarlarının beceriksizliği bu satışa sebep oldu...
Yazar dostlarımız kişisel tatminleri için güzelim gazeteleri perişan ettiler...
Aydın Doğan'ı da 5 milyar dolar borcun altına soktular...
Aman ha!..
Hiç kimseye "siyasal iktidara destek vermediniz böyle oldu" dediğim falan yok...
Aksine...
Tabii ki siyasal iktidarlara karşı özgür olacaksınız...
Tabii ki eleştirecek veya destek vereceksiniz...
Ama...
Siyasal iktidarı kendinize "rakip" görmeyeceksiniz...
Gazeteci gibi eleştireceksiniz veya öveceksiniz...
"Rakibiniz" ya da "Patronunuz" gibi değil...
Sevgili dostlar;
Ne biz gazeteciler siyasetin alternatifiyiz...
Ne de siyasetçiler bizim alternatifimiz...
Hem Allah aşkınıza elinizi vicdanınıza koyup da cevaplayın:
Bir işadamı hergün 500 bin lira kaybetmeye kaç yıl devam edebilir ki?..
Cenk Açık, Aydın Doğan'ın Milliyet yüzünden 800 milyon Dolar zarar ettiğini yazıyor...
Yazık yahu...
800 milyon Dolar'a kaç işsize istihdam yaratılırdı hiç düşündünüz mü?..
Halen kalkmış; bir gazete patronunun kendisinden yaşça büyük birisine "gözlerinden öperim" deyip diyemeyeceğini tartışıyorsunuz...
Bir gazete patronunun "Evet bu gazete benim babamın malı" deyişine "gıcık" oluyorsunuz...
Akıl alır gibi değil...
Yine Doğan Akın'a döneyim...
Söz konusu yazısında diyor ki:
Ali Karacan, "Milliyet babamın malı" diyerek sadece gazetecilere karşı değil, borsada işlem gören Doğan Gazetecilik A.Ş'ye yatırım yapan küçük hissedarlara karşı da doğru bir yerde durmuyor.
Hasan Cemal'e yaptığı açıklama, Karacan'ın "babasının malı"na yaklaşık 50 milyon dolar daha ödemesini gerektirebilir!..
İyi de Doğan Akın;
Şimdi bu yazdıklarının ne ilgisi var?..
Milliyet'in hisseleri değil ki borsada olan...
DYH (Doğan yayın Holding) hisseleri borsada işlem görüyor...
Milliyet de DYH şirketlerinden biriydi...
Satış gizli yapılmadı ki...
Borsaya bildirildi...
Fiyatı belli...
Küçük yatırımcı alacağını aldı, satacağını sattı...
Yani vaziyetini çoktan tayin etti...
Şimdi yaşça küçük Ali Karacan, yaşça büyük Hasan Cemal'in gözlerinden öptü diye küçük yatırımcı neden zarar etsin?..
Ya da bu sevimli bir "gözden öpme" eylemi niçin Milliyet'e 50 milyon Dolar'a patlasın?...
Ah be Doğan kardeş...
Biraz düşünüp de geçsen şu klavyenin başına olmaz mı?..
adnanberkokan@gmail.com
Bir gazeteci / yazar, bir konu hakkında "yorum" yapıyorsa "yanlış" yapmaya "hakkı" yok...
Üzerine "ahkâm" kestiği konuda bilgi sahibi olmalı...
Bilgisinin doğruluğundan emin değilse araştırmalı...
bilgisinin doğruluğunu kesinleştirmeli...
Yanlış biliyorsa doğrusuna göre yapmalı yorumunu...
Ya da ahkâm kesmekten vazgeçmeli...
Ya tersi oluyorsa?..
Ya yorum yapan gazeteci / yazar hüküm verdiği konuda "doğru" bilgi sahibi olduğundan emin değilse...
Ve fakat buna rağmen "hüküm cümleleri " kuruyorsa?..
O zaman da çalıştığı kurumda işin doğrusunu bilenler tarafından uyarılmalı...
Sözü, refiklerimizden T 24'ün yöneticisi Doğan Akın'ın yaptığı bir yoruma getireceğim ama önce küçük birkaç hatırlatma...
Doğan Akın, birisinin kendisinden 15 yaş büyük bir başkasına yazdığı mektubu "Gözlerinden öperim" diye bitirmesini yadırgıyor belli ki...
Yani...
Ali Karacan, Hasan Cemal'e "gözlerinden öperim" dememeliymiş...
Yapma Doğan Akııınnn!..
Çok saçma..
Neden demeyecekmiş?..
Ancak ağabeyler, ablalar falan mı gözlerden öper kural olarak?..
Bir de...
Ali Karacan Hasan Cemal'e "Gözlerinden öperim" diyerek o "biyolojik gerçeği" karşımıza dikiyormuş:
Zira o gözlerden öpmenin tercümesi "Milliyet babamın malı..." demekmiş...
Sevgili Doğan Akın, sen hâlâ nerelerde kalmışsın öyle?..
Seni kırmak istemem ama bu ahkâmın alenen "sermeye düşmanlığı" kokuyor...
Zannediyorsun ki gazeteler Kamu malı...
Zannediyorsun ki gazeteler bir kamu bankası...
Meselâ Ziraat Bankası'nın sahibi(!) nasıl siyasal iktidarlarsa, gazetelerin sahipleri de yazarlar ve çalışanlar...
İktidar değiştiğinde nasıl bankanın genel müdürü de değişiyorsa...
Bir gazetenin patronajı da ancak genel yayın yönetmeni veya birkaç köşe yazarı değiştiğinde değişir...
Yahu yok böyle bir şey...
Olamaz...
Olmamalı da...
Bu kafalar gazete patronlarını batırıyor ya...
SABAH da böyle battı...
Aydın Doğan'ın başını da kendilerini gazetenin gerçek sahibi zanneden yazar ve yöneticiler belâya soktular...
Aydın Doğan, Milliyet ve Vatan'ı durduk yerde satmak zorunda kalmadı herhalde?..
Çalışanlarının ve yazarlarının beceriksizliği bu satışa sebep oldu...
Yazar dostlarımız kişisel tatminleri için güzelim gazeteleri perişan ettiler...
Aydın Doğan'ı da 5 milyar dolar borcun altına soktular...
Aman ha!..
Hiç kimseye "siyasal iktidara destek vermediniz böyle oldu" dediğim falan yok...
Aksine...
Tabii ki siyasal iktidarlara karşı özgür olacaksınız...
Tabii ki eleştirecek veya destek vereceksiniz...
Ama...
Siyasal iktidarı kendinize "rakip" görmeyeceksiniz...
Gazeteci gibi eleştireceksiniz veya öveceksiniz...
"Rakibiniz" ya da "Patronunuz" gibi değil...
Sevgili dostlar;
Ne biz gazeteciler siyasetin alternatifiyiz...
Ne de siyasetçiler bizim alternatifimiz...
Hem Allah aşkınıza elinizi vicdanınıza koyup da cevaplayın:
Bir işadamı hergün 500 bin lira kaybetmeye kaç yıl devam edebilir ki?..
Cenk Açık, Aydın Doğan'ın Milliyet yüzünden 800 milyon Dolar zarar ettiğini yazıyor...
Yazık yahu...
800 milyon Dolar'a kaç işsize istihdam yaratılırdı hiç düşündünüz mü?..
Halen kalkmış; bir gazete patronunun kendisinden yaşça büyük birisine "gözlerinden öperim" deyip diyemeyeceğini tartışıyorsunuz...
Bir gazete patronunun "Evet bu gazete benim babamın malı" deyişine "gıcık" oluyorsunuz...
Akıl alır gibi değil...
Yine Doğan Akın'a döneyim...
Söz konusu yazısında diyor ki:
Ali Karacan, "Milliyet babamın malı" diyerek sadece gazetecilere karşı değil, borsada işlem gören Doğan Gazetecilik A.Ş'ye yatırım yapan küçük hissedarlara karşı da doğru bir yerde durmuyor.
Hasan Cemal'e yaptığı açıklama, Karacan'ın "babasının malı"na yaklaşık 50 milyon dolar daha ödemesini gerektirebilir!..
İyi de Doğan Akın;
Şimdi bu yazdıklarının ne ilgisi var?..
Milliyet'in hisseleri değil ki borsada olan...
DYH (Doğan yayın Holding) hisseleri borsada işlem görüyor...
Milliyet de DYH şirketlerinden biriydi...
Satış gizli yapılmadı ki...
Borsaya bildirildi...
Fiyatı belli...
Küçük yatırımcı alacağını aldı, satacağını sattı...
Yani vaziyetini çoktan tayin etti...
Şimdi yaşça küçük Ali Karacan, yaşça büyük Hasan Cemal'in gözlerinden öptü diye küçük yatırımcı neden zarar etsin?..
Ya da bu sevimli bir "gözden öpme" eylemi niçin Milliyet'e 50 milyon Dolar'a patlasın?...
Ah be Doğan kardeş...
Biraz düşünüp de geçsen şu klavyenin başına olmaz mı?..
adnanberkokan@gmail.com