Adama yaptığın zulme bozuluyorum arkadaş
“Köşe yazarlarından kimilerinin en çok saldırdıkları medya fenomenlerinden biri” olan ünlü (Ve başarılı da.) müteahhit Ali Ağaoğlu’dan söz edeceğim…
GAZETECİLER.COM
ÖZEL ANALİZ
YAKUP
MURAT
Yıllardır hiçbir şey değişmiyor toplumumuzda...
Yine zengin kıskanılıyor...
Yüzüne gülünürken arkasından "hırsız" deniliyor...
Yine mahallenin en güzel kızının "fahişe", en yakışıklı delikanlısının "homo" olduğu dedikodusu yapılıyor...
Yine başarılı biri için "çok g.t yaladı" iftiraları uyduruluyor...
* * *
Bugün...
“Köşe yazarlarından kimilerinin en çok saldırdıkları medya fenomenlerinden biri” olan ünlü (Ve başarılı da.) müteahhit Ali Ağaoğlu’dan söz edeceğim…
Yine gündemde çünkü...
Yine kendi şirketinin reklâm filminde bizzat oynuyor...
İyi de oynuyor...
En azından reklâmı izleyenler hangi şirketin reklâmı olduğunu hemen hatırlıyorlar...
Oysa...
Ünlü bir sanatçının/komedyenin reklâmında oynadığı banka ya da cep telefonu şirketinin adını unutanlar birbirlerine, "falancanın reklâm filminde oynadığı banka/cep telefonu var ya hani" diyerek hatırlatmak ihtiyacı duyuyorlar...
* * *
Bu arada münafık arkadaşa hatırlatırım…
Yazı ısmarlama olmayıp, tamamen uzmanlık alanıma girdiği ve saldırıların haksızlığına inandığım için klavyeye alınmıştır…
Ve…
Televizyon ekranı, gazete ve dergiler dışında Ağaoğlu'nu bir kere bile görmedim...
Ekranlar hariç sesini hiç duymadım…
Yani…
Tanışmıyoruz…
Tanışamayız da çünkü çok farklı dünyaların insanlarıyız…
* * *
Ama be arkadaş…
Adama yaptığın zulme (İlle desen Ahmet Hakan ille de sen…) de bozuluyorum…
Yahu adam işinin gereğini yapıyor…
Yani…
Yapması gerekeni yapıyor…
Nedir yapması gereken?..
“Tanınmak”…
Adı geçtiğinde “Haaa; şu ünlü müteahhit mi?” dedirtmek…
Pahalı konut alabilecek tüketicileri, yüksek zevk sahibi olduğuna inandırmak…
Devasa gökdelenler ve lüks rezidanslar konuşulduğunda adından söz ettirmek... “Adam zevk sahibi kardeşim… Kötü malzeme kullanmaz” denilmesini sağlamak…
Hayatı sevdiğini, estetikten, güzelden, kaliteden anlayan biri olduğunu düşündümek.
Ve o da…
Bütün bu hasletlere sahip olduğunu ikna etmek için “A” ve “B” sınıf tüketicinin gözünün önünden ayrılmıyor…
* * *
Amaaaa….
Ağaoğlu enerji ürünleri satsaydı eğer….
Mesela rafinerisi olsaydı…
Veya…
“Barajlar kralı” olarak tanınsaydı…
Ya da…
Doğalgaz çevrim santralleri kurup ürettiği elektriği devlete satsaydı…
Yani...
Tanınmaya, bilinmeye, sürekli göz önünde bulunmaya ihtiyaç duymasaydı...
Yani...
Ürettikerini pazarlama derdi olmasaydı...
Tek müşterisi devlet olsaydı...
İnanın...
Onu cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanların gittikleri camilerden başka hiçbir yerde göremezdin; yurt içinde…
Yurt dışında takılırdı kafasına göre…
Canım…
Cübbeli Ahmet bile skysine gözlerden uzak yurt dışında binerken görüntülenmedi mi?.
Ve inan bana yazar arkadaş…
Ağaoğlu olsaydı fındıkları yurt dışında kıran...
Sen dahil hiçbir gazetecinin ruhu bile duymazdı…
Zaten yurt içinde “ünlü”(!) olmayacağı için çapkınlıkları, yurt dışında ne yaptığıyla da ilgilenmeyecektin…
* * *
Hâsılı arkadaşım!..
Ağaoğlu “Akıllı” bir işadamı…
Hem kendisini ve hem de ürettiklerini satmayı çok iyi beceriyor…
Bunu yaparken de...
Kimsenin aklına gelmeyen yöntemleri kullanıyor…
Meselâ…
Bugüne kadar...
Kendisini itibarsızlaştırmaya çalışan bir köşe yazarının (Ahmet Hakan’ın) çalıştığı gazetede (Hürriyet’te.)...
Bir tam sayfa köşe yazısını "İlân" şeklinde yayımlatan bir işadamı tanıdın mı?..
Ağaoğlu'dan başka?..
Tanımadın tabii ki…
Bundan sonra bile ondan başka bunu yapabilecek medeni cesarette olanını zor görürsün…
* * *
Yani arkadaş…
Düş Ağaoğlu’nun yakasından…
Çatlasan da patlasan da zekâ ve vizyon olarak sen dâhil hepinize bin basar…
Kıskanma n’olur?..
Çalış senin de olur…
Yakup MURAT