Açıkhava Reklamcılarına yönetim dersleri

Kalder Şirket Ölçümleme Değerlendirme üyesi ve eğitmeni olan Ömer Faruk Sezgin Bursa'da açık hava reklamcılarına seminer verdi

GAZETECİLER.COM - Açıkhava Reklamcıları Derneği (ARED) tarafından Bursa'da düzenlenen İl Toplantısı'nda dernek yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda, Kalder Şirket Ölçümleme Değerlendirme üyesi ve eğitmeni olan Ömer Faruk Sezgin tarafından iki oturumdan oluşan eğitim semineri gerçekleştirildi.

Bursa'nın yanı sıra çevre illerden gelen katılımcıların ilgiyle izlediği seminerde Sezgin, "Günlük Yönetim" konusunu farklı açılardan dile getirdi. İnteraktif olarak gerçekleşen eğitimde Sezgin, gerçek tecrübe ve uygulamalara dayanan birikimlerini katılımcılarla paylaştı.

Vehbi Koç ile yakın çalıştığını aktaran Ömer Faruk Sezgin, "Vehbi Koç, kamuoyunda soğuk, cimri bir adam olarak tanınır. Çok farklı yönleri vardır. 200'ün üzerinde sivil toplum kuruluşunun kurulmasına öncülük etmiştir. Onun döneminde ne yeterli sermaye ne de sanayinin ihtiyacını karşılayacak yeterli eleman vardı. Türkiye Eğitim Vakfı'nı kurdu ve iş garantili olmak üzere yurt dışına öğrenci gönderdi. Bugün tepe yöneticilerinin yüzde 11,47'si TEV bursuyla okuyanlardır" dedi.

Şirketlerin ömürlerine dikkat çeken Sezgin "Avrupa'da 100 yılı geçen 11 kuruluş var. Şirketlerin ortalama ömrü 38 yıl! Avrupalı bilim insanları bunu araştırıyor. En sonunda sürece biyologu da dahil ediyorlar. Biyolog, işletmelerin insan gibi canlı mekanizmalar olduğu, koşullara ayak uyduramayanların yaşayamadıkları saptamasını yapıyor. Her sektör gibi bizim sektörümüz de bu aşamalardan geçiyor. Fırçacı dediğimiz arkadaşlar endüstriyelleşti" diye konuştu.

MUTLAKA MUHASEBEYİ ÖĞRENİN

Firma sahiplerine ve yöneticilerine nakit akışına dikkat etmeleri ve her zaman işçi kıdemleri, makine amortismanları gibi harcama kalemleri için fon ayırmalarını öneren Sezgin "Mutlaka muhasebeyi öğrenin, çift kayıttan tek kayda geçin. Muhasebeyi firma içine alın. E-Devlet'ten kaçış yok! Son 10 yılda kara ekonomi yüzde 81'den yüzde 36'ya geriledi. Zarar eden firma batmaz, ama gelen ile gidenin , gidecek olanın hesabını yapamayan batar." diye konuştu. Sürekliliği olmayan 3 aylık yüksek meblağlı işler için 5 yıl leasing ödemenin yanlışlığına dikkat çeken Keskin, bir anda plansız büyümenin ciddi sıkıntı doğuracağı uyarısında bulundu.

Günlük yönetimde zaman yönetiminin önemine dikkat çeken Sezgin günün 7 saati uyku, 2 saati yemek, giyinme ve öz bakım 1, ulaşım 2 saat olmak üzere toplam 12 saatinin dolu olduğunu geriye sadece 12 saatin kaldığını ve bu sürenin de iyi planlanması gerektiğini belirtti.

ZAMAN HIRSIZLIĞI

Bir toplantıya ya da bir işe 1 dakika geç kalmanın bile yüklü ekonomik maliyeti olduğunu anlatan Sezgin, 200 işgünü ile 9 saati çarpıp, şirket cirosuna bölerek tezini örnekledi. Sezgin "İnsanın zamanını çalmak, parasını çalmaktan daha kötüdür. Kendinizin ve başkasının zamanına sahip çıkın" dedi.

Kendini tanımanın önemine dikkat çeken Sezgin, "Şirketler ikinci, üçüncü nesilde sorun yaşar. Çünkü ilk kurucuları sanatkardır, işine aşıktır. Diğer nesiller ise paraya âşıktır. Kurumsallaşma adına 25 yıllık ustalar gider, yerine yenileri gelir. Kurumsallaşma aşı gibidir, tutmayabilir" diye konuştu.

Sektörün giriş eşiği çok düşük olduğundan ciddi bir haksız rekabet olduğunu, eski firmaların birikimleriyle dayandıklarını anlatan Sezgin, sanayide tüccar gibi para beklentisinin olamayacağını hatta yüzde 11'lik yıllık kar marjının iyi bir oran olduğunu belirtti. Firmaların batmamak için mutlaka gelecekteki zaruri giderlerine yönelik fon ayırmaları gerektiğini yineleyen Sezgin "Bir firma sahibinin ya da ortağının 150 bin dolarlık Mercedes araba alabilmesi için net 5 milyon lira karı, 50 milyon lira da cirosu olması lazım" diyerek kişisel harcamaları kasteden naif bir göndermede bulundu.