Abdurrahman Dilipak'tan özeleştiri; "70 yılda nereden nereye geldik"
Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşesinde meslek hayatıyla ilgili özeleştiri yaparken rant peşinde koşanlara gönderme yapmayı ihmal etmedi; "Size üzülüyorum"
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "Size kendimden söz
edeceğim, bunlar bir 'övünme' değil, özeleştiri..." diyerek kendi
yaşamından kesitler anlattı.
Öğrencilik yılları, siyasete dahil oluşu ve "gazetecilik"
alanındaki çalışmalarını anlatan Dilipak, " Siyasi bir kariyer
derdim olmadı. Siyaseti ranta dönüştürenlerden de değildim. Şimdi
bizim siyasetçilere, bürokratlara, danışmanlara ve bu işi ranta
dönüştürmek isteyenlere bakıyorum da üzülüyorum" diyerek sitem
etti.
Abdurrahman Dilipak, "Bir hayat, elbette bir makaleye
sığmayacaktı. Şöyle bir zaman cetveline bir kuş bakışı yapayım ve
gördüklerimi, hatırladıklarımı yazayım istedim. 70 yılda nereden
nereye geldik ve bundan sonra nereye gideceğiz bilmiyorum" diye
yazdı.
İşte Abdurrahman Dilipak'ın yazısından bir bölüm;
Bir zamanlar
Size bugün kendimden sözedeceğim. Anlatacağım şeyler bir “övünme”
değil, belki bir özeleştiri..
Daha çok da benim katlanmak zorunda kaldığım güçlükler, yaşadığım acemilikler, yanılgılar, çelişkilerimin benzerlerini, benden sonrakilerin yaşamamaları için bu tecrübe birikiminin, başkaları için baht kaynağı olsun diye yazıyorum bunları. Kısaca, yazdıklarım, zamana ve mekana şahidliğimdir.
Biliyorum, bunlar bir köşe yazısına sığmaz ama sığdığı kadar. 10 yaşında ilkokulu bitirdim. 12 yaşında mahalli gazetede ilk yazım çıktı. 14 yaşında ilk yazım Yeni İstanbul’da gençlik sayfasında yayınlandı. 17 yaşında dernek kurdum, gazete çıkarttım.18 yaşından önce bunlar olmazmış. Dernekten attılar, gazetem kapatıldı. 18 yaşında benim hakkımda çıkan haberler var. 20 yaşında Bağımsızlar Hareketi ile siyasete adım attım. Rahmetli Erbakan 14 Ekim 1969 tarihinde Konya Bağımsız Milletvekili oldu. Birkaç ay sonra 26 Ocak 1970’de Milli Nizam Partisi kuruldu. 4 Nisan 1971’de kapatma davası açıldı. 11 Ekim 1972’de, Millî Selamet Partisi kuruldu. 14 Ekim 1973’te yapılan genel seçimlerde Bülent Ecevit başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi % 33,29 oyla 185 milletvekili, Süleyman Demirel başkanlığındaki Adalet Partisi % 29,82 oyla 149 milletvekili, Ferruh Bozbeyli başkanlığındaki Demokratik Parti % 11,89 oyla 45 milletvekili, Necmettin Erbakan başkanlığındaki Milli Selamet Partisi % 11,80 oyla 48 milletvekili, Turhan Feyzioğlu başkanlığındaki Cumhuriyetçi Güven Partisi % 5,26 oyla 13 milletvekili, Alpaslan Türkeş başkanlığındaki Milliyetçi Hareket Partisi % 3,38 oyla 3 milletvekili, Mustafa Timisi başkanlığındaki Türkiye Birlik Partisi % 1,1 oyla 1 milletvekili, Bağımsızlar % 2,82 oyla 6 milletvekili çıkardı. Genel seçim sonuçlarından bir AP-MHP-MSP koalisyonu beklenirken sürpriz oldu: 06 Ocak 1974’te CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in başbakanlığında CHP-MSP koalisyonu kuruldu. MSP, 7 bakanla temsil edildi.
Siyasetle MNP öncesi tanıştım. Hasan Aksay’ın yeğeni olmam, bu hareketin ilk yıllarında Konya’da olmam da bu işi kolaylaştırdı. Ankara ve ardından İstanbul. Yayıncılık, dergicilik, sinemacılık.. MTTB günleri, Büyük Doğu, Serdengeçti, Şule Yüksel.., 12 Ocak 1973’de Milli Gazete’yi yayınladık. 24 yaşında artık gazete yazarıydım.
1971’de ilk kez sanık olmuştum. 48 yıldır sanığım. 44 yıllık da profesyonel gazeteci. Amatör gazeteciliğim, yayıncılığım daha eski aslında. 1980’e kadar da hep siyasetin içinde oldum. CHP-MSP koalisyonu, 1. MC, 2. MC.. Erbakan’ın en yakınındaki, onu partiye davet eden kişinin yeğeniydim. Bunu mücadele bizim için bir dava idi. Erbakan’ın en yakın danışmanlarından biri oldum. Partide çalışıyordum ama Erbakan’ın Başbakan yardımcısı olduğu günlerde en yakın danışmanlarından biriydim. Birçok parti liderini, politikacıyı tanıdım. Birçok bürokratla, diplomatla tanıştım. Esad Coşan ve Hasan Celal Güzel’le Erbakan’ın danışmanlığını da yaptık mesela.
Zaten bu yazımın asıl gayesi işin bu noktası. Ben 1980
darbesinden birkaç ay sonra askere gittim. Askerlik sonrası yine
bir süre daha Ankara’da kaldım. Hasan Aksay’la İstanbul’a döndükten
sonra yola sivil bir şekilde devam kararı aldım.
Abdurrahman Dilipak'ın yazısının tamamı için tıklayın