Abdurrahman Dilipak'tan bayram günü olay yazı: Bir kısmı ihanet içinde
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Türkiye'de 'adalet' kavramının zedelendiğini belirtip 'Bu Allah'ın gücüne gider' diye yazdı.
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Bayramın ilk günü için 'adalet' üzerine bir yazı kaleme aldı. Kanuni Sultan Süleyman'dan bir örnekle yazısına başlayan Dilipak, 'Türkiye'de adalet' sisteminin bozulduğunu, 'nemelazım'cılık döneminin yaşandığını iddia etti.
Abdurrahman Dilipak'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
-Kanunî Sultan Süleyman’ın “devletin zevali”ne ilişkin bir sorusu üzerine, sütkardeşi Yahya Efendi bir tek cümlelik bir cevap gönderir:
-“Neme lazım!”
Bunu açması istenince de “neme lazımcılık” ile ilgili şu notu gönderir:
-“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şâyi olsa, işitenler de ‘nemelâzım’ deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryâdı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Âsâyişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir…”
Evet “Adalet mülkün temelidir. Barışın teminatıdır. Adalet yoksa gerçek anlamda barış da olmaz. Adalet olmazsa devletin temelinin sarsılması için düşmana bile gerek yoktur. Adalet yoksa zulüm vardır. Zulm ile abad olunmaz. Allah zalimlere, onlara yardım edenlere, hatta onlara karşı sesiz kalanlara yardım etmez. Onların işlerini sarp dağlara sardırır. Onlar “dilsiz şeytan” hükmündedir.
Adalet; yasa yapan, yasaya dayalı yönetmelik, genelge, yönerge, tamimleri yayınlayan, denetleyenleri de kapsar ve tabii yasayı uygulayan bürokrat, emniyetçi, savcı, hakim, yüksek yargı, yargıçları denetleyenleri, Hukukçu yetiştiren mektepleri, avukatları, adli tıbbı, bilirkişileri, süreçte rol alan herkesi kapsar.
Bugün maalesef bu unsurların hemen hepsi ciddi bir zaaf, gaflet hatta bir kısmı ihanet içindedir. Ve toplum maalesef büyük ölçüde haksızlıklar karşısında susmayı tercih etmektedir. Hatta insanlar “gemisini kurtaran kaptan” havasında haklıdan yana değil, güçlüden yana tavır almaktadır. İşte bu Allah’ın gücüne gider. Onların iki yakası bir araya gelmez. Allah adaleti dağıtması gerekenlerin adaletsizliklerinin intikamını onlardan acı bir şekilde alır.
(....)
Bu bayram vesilesi ile kardeşlerimi uyarmak istedim, kendi nefsim de başta olmak üzere. Bakın biz sadece kendimizden hesaba çekilmeyeceğiz. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Yeryüzünden hesaba çekileceğiz. Bizim hiçbir mazeretimiz yok. Şeytanın ve onların dostlarının varlığı bizim ihmalkarlıklarımızın, günahlarımızın bahanesi, gerekçesi olamaz. Onların şusu var, busu var, bizim Allahımız var! O zaman ne gam! Ama Allah; cahil ve zalimlere, tefrikaya düşenlere, haksızlık yapanlara, fasıklara, münafıklara yardm etmeyecek.
Halimiz ortada. Adalet desem, malum. Ahlak, dürüstlük, o da malum. CoVID desen aslında anamızı ağlattı. Kader, rızık, ecel; kimsenin bu konulara imani açıdan baktığı yok sanki! Artık bir karar vermemiz gerek..