Abdurrahman Dilipak'tan Ak Parti'ye cevap geldi
Ak Parti'nin "AKP'nin papatyaları" yazısı nedeniyle dava açmaya hazırlandıklarını söyledikleri Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dİlipak "Beni de yargılayacaklarına göre helal olsun, harika. Bu kadarını beklemiyordum doğrusu ama demek ki kaderde bu da varmış. Biyografime yazacak bir hatıra daha çıktı" dedi.
AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, köşe yazısındaki ifadeleri nedeniyle Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'a AK Parti olarak dava açmaya hazırlandıklarını duyurdu. Şahin "Partimizin kurumsal itibarını zedelemeye, toplumsal barışımızı tahrip etmeye, halkın bir kesimini cinsiyet farklılığına dayanarak aşağılamaya yönelik ayrımcı ve bayağı söylemler yaptırımsız kalmamalıdır" dedi.
DİLİPAK'TAN CEVAP GELDİ
Dilipak, Akit Tv'de yayımlanan Ülke Gündemi Bayram Özel programında konuya ilişkin açıklama yaptı:
"Çok iyi olur. Daha önceki ANAP döneminde de o Hasan Celal Güzel'i eleyip siyasi hayatıma mal olsa da imam hatipleri kapatacağım diyen bir zihniyet var ya onların bir papatyaları vardı. AK Parti içinde de böyle bir 'papatya' grubu oluştu. Mesela bana hoşgörü gösteremiyorlar. Canları sağ olsun. Öbür dünyada da görüşeceğiz. LGBT onlar için daha çok hoşgörüyü hak ediyor anlaşılan. Yollarına devam etsinler. Bunlar biraz son zamanda deşifre oldular. Halkın öfkesi çok yükseldi benim yazım da bunu anlatıyor. O yazının hemen girişinden sonraki paragrafım: "ANAP’ı o “Papatyalar”, o “Lale Devri çocukları” bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP’nin “Papatyaları”(!?) bitirecek bu gidişle. AK Parti içindeki AKP’liler konuşuyor, AK Partililer susuyor. AKP’liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular." Benim kadar da Ak Parti için çalışan fazla insan bulunmaz. Evet, ben sanık oluyorum onlarsa yargıç pozisyonunda. Dün bir açıklama yaptılar, bugün de müjdeyi verdiler. Dava açacaklarmış. Kamuoyunun da çok ilgisini çekecektir. Basında da yer alacaktır. AK Partiyi yöneten böyle bir kadro var. Bunların zihniyetleri Türkiye'yi ve AK Parti'yi bir yerlere sürüklüyor. Bunlar devam etsinler."
"BEN LGBT'LERİ KAST ETTİM"
Dilipak, "Kendi tabanında çok güçlü bir isim olan Abdurrahan Dilipak'a Ak Parti'nin böyle bir dava açmasının arka planında ne olabilir?" sorusuna şöyle cevap verdi:
"İşte bu var. AK Parti'yi ANAP'ı bitiren o papatya geleneğinin AK Parti içinde AKP'liler üzerinden ortaya çıkmasına şahit oluyoruz. Yazımda ne diyor. Yazımda ne diyor: "AK Parti içindeki AKP’liler konuşuyor, AK Partililer susuyor. AKP’liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular. Kaymağı onlar yiyor, parayı onlar veriyor. Camiye, okula, yurda parayı veren de onlar. Eee, parayı veren düdüğü çalıyor. Kem alat ile kemalat olmuyor. Haram para ile hayır olmayacağı gibi. Burada bir eleştiri av bu AK Parti içindeki AKP'liler, o yiyici takımı dediğimiz, artık bunları açık konuşacağız, eğer bu işi yargıya falan taşıyacaklarsa tanıklarıyla birlikte gelirim. Konuşuruz. İstiyorlarsa öyledir. İkinci paragraf şu: "AK Parti içindeki AKP’liler, FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar. Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar. Malum “Yeşil Sermaye” de bunlara sponsor olabiliyor." Yani bizim dindar çevreler de "Bizim partimizdeki arkadaşlar" diyerek onlara sponsor olabiliyor. "Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim “Yeşil sermaye” davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi?" Bu fahişe. Bu Koç'un, Eczacıbaşı'nın savunduğu kadrolar kimler? Sabancı Kültür Sanat Galerisi'nde o sergiyi açtıran akıl kim? LGBT'lere, Gezicilere arka çıkan kim? Onlara arka çıkan holdingler kadar bizim yeşil sermaye dediğimiz o dindar işadamları acaba bu kötü gidişe, bakın kelimeyi tekrar söylüyorum, "fahişelere ve onların türevlerine" yani "LGBT" demek zorunda mıyım? Uluslararası örgütler, Avrupa Birliği bunları İstanbul Sözleşmesi üzerinden destekliyor. Gönderme yaptığım yer orası. Çok açık zaten. Anlamak istemiyorlar çünkü benim bu söylemim birilerini rahatsız ediyor. Bu çok iyi çünkü demek ki artık birileri duymaya başladı."
"BUNLAR AYASOFYA'NIN AÇILMASINA, HİLAFET TARTIŞILMASINA TAHAMMÜL EDEMİYORLAR"
Dilipak, "Siz bu yazıyı 27 Temmuz'da yazdınız ama dün gece birileri düğmeye basıyor. Neyden kaynaklanmış olabilir bu?" sorusuna karşı şöyle konuştu:
"Hazırlık yaptılar. Bana bilgi geldi. Birileri işaret ateşi çaktı. Zaten bir yerden patlayacaktı. Ayasofya açıldı, bunlar bunu istemiyorlar. Hilafet tartışılıyor, bunlar buna tahammül edemiyorlar. Türkiye nereye gidiyor? İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde... İstanbul Sözleşmesi de tam bir skandal. Perde ne? Kadına şiddet. Perde arkasında ne var? LGBT'ye özgürlük. Yani kadına şiddeti. Ağuyu altın tas içinde sunarlar. Bal da onun suç ortağı. Bal gibi millete gösterip onun içine kattıkları zehirle aileyi ifsat etmek istiyorlar ve sonuçları da ortada. Yapılan değerlendirme raporları da ortada. Dünyanın hali de ortada. Avrupa'nın peşine takılarak gideceğimiz yerin sonunda varacağımız yer belli."
"BİR GAZETECİ BENİ UYARMIŞTI"
Dilipak, "Bugün olacaklarla ilgili düğmeye basılacağına dair bana bilgi geldi dediniz? Doğru mu anladım?" sorusuna ilişkinse şunları kaydetti:
"Bir takım trollerin hareket ettikleri, başka başka yerlerden saldırılar geldi. Sonra da bir gazeteci arkadaş uyardı, Hocam size yine saldıracaklar diye. Zaten ilk işaretlerden birini alınca. Ona sert tepki verdim. Baktım toplumda pek tartışılmıyor. Sonra üzüldüm, bu kadar çok sert tepki vermeme gerek yoktu ama benim kafamda olan bunlar arkasını getireceklerdi. Onlar akşamı beklediler. Akşam da TT oldu. Yani tam da bu sosyal medyadaki ahlaksız saldırılara karşı yasa yaptıkları zamana denk geldi. Ve ne oluyor. Saldırıya uğrayan kişi hakkında dava açıyorlar. Ak Parti'yi bu yönetim zihniyetiyle nereye götüreceksiniz? 2023'te nereye gidecek bu? Bu kafayla giderlerse varacakları yer belli."
"ERDOĞAN'IN HABERİ VAR, DEMEK Kİ ONAYLIYOR"
Dilipak, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu davanın açılacağından haberi vardır değil mi?" sorusunu şöyle cevapladı:
"Parti Sözcüsü açıkladı. Bilgi olmaması mümkün değil. Bilgisi var demek ki onaylıyor. Olsun. Ne yapalım."
"KİTLELER BUNU AFFETMEYECEK"
"Bakın benim şahsımda bu partinin kurucu iradesi yargılanıyor bugün. Benim yargılama sürecimde de o kitleler bunu affetmeyecekler. Burada ben kendi adıma bunları söyleyip yapmadım. Ben atanmamış ve seçilmemiş bir sözcü gibiyim ve bu tür olayları da ilk defa yaşamıyorum. Benim için sürpriz değil. Ben 28 Şubat'ta da, 12 Eylül'de de, 12 Mart'ta da, 15 Temmuz'da da meydanlardayım. Bunların hiçbirini de bir pazarlıkla, çıkar ilişkisine dönüştürmeden yaptım. Beni de yargılayacaklarına göre helal olsun, harika. Bu kadarını beklemiyordum doğrusu ama demek ki kaderde bu da varmış. Biyografime yazacak bir hatıra daha çıktı."
"DENESİNLER"
Dilipak, "İlk duyduğunuzda ne düşündünüz, şok geçirdiniz mi?" sorusuna şu şekilde cevap verdi:
"Hayır. Şok geçirecek halim yok. Bunları ilk defa yaşamıyorum ben. Ama bu kadar ucuz ve basit bir şekilde bu olayın hem de bir bayram günü gündeme getirilmesini çok da mantıklı bulmadığımı söylemem gerekir. Bu yazımın bütününü okuyan herkes benim ne dediğimi görüyor. Sürekli arıyorlar: Arkanızdayız, destekliyoruz. Tayyip Erdoğan şiir okuduğunda ben 70 bin imza toplamıştım, biz de bu şiiri okuyoruz, diye. Benim bu yazımın altına da 70 bin insan imza atar gerekirse. Denesinler! Deneyebilirler. Halep ordaysa arşın burada."
ABDURRAHMAN DİLİPAK NE YAZMIŞTI?
Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, 27 Temmuz tarihli "AKP’nin papatyaları" başlıklı yazısında Ak Parti içerisinde "AKP'liler" şeklinde tanımladığı bir gruptan söz etmiş ve "fahişe" ifadesi kullanmıştı. Dilipak ayrıca “ANAP’ı o “Papatyalar”, o “Lale Devri çocukları” bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP’nin “Papatyaları”(!?) bitirecek bu gidişle” demişti:
YEŞİL SERMAYE, BU FAHİŞELERE SES YÜKSELTECEK Mİ?
ANAP’ı o “Papatyalar”, o “Lale Devri çocukları” bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP’nin “Papatyaları”(!?) bitirecek bu gidişle. AK Parti içindeki AKP’liler konuşuyor, AK Partililer susuyor. AKP’liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular. Kaymağı onlar yiyor, parayı onlar veriyor. Camiye, okula, yurda parayı veren de onlar. Eee, parayı veren düdüğü çalıyor. Kem alat ile kemalat olmuyor. Haram para ile hayır olmayacağı gibi.
Bunlardan maddi yardım almayan cemaat ve vakıf kaldı mı? Ha, işte böyle, veren al alan elden üstündür. Daha önce siz konuşuyordunuz onlar dinliyordu, şimdi onlar konuşuyor, siz dinliyorsunuz..
AB fonları ile semirenlerin sesleri nasıl inceldi, eskiden ter kokuyorlardı, şimdi parfüm kokuyorlar. Bodrum katlarında rutubet kokan derneklerden çıkıp plazalara taşındılar.
AK Parti içindeki AKP’liler, FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar. Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar. Malum “Yeşil Sermaye” de bunlara sponsor olabiliyor. Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim “Yeşil sermaye” davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi? Konfeksiyoncu, gıda zinciri, finans kuruluşu, ses ver Türkiye! Ne bekliyorsunuz!