Abdurrahman Dilipak'ın en zor röportajı!

Helin Avşar (Evet bildiğiniz Helin Avşar!) gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak'la ilginç bir röportaj yapmış. Nede olsa karşıt renklerin kontrastı daha üretken oluyor...

Gazete Habertürk'ten Helin Avşar (Evet bildiğiniz Helin Avşar!) gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak'la ilginç bir röportaj yapmış. Gündemdeki isimlerden Dilipak da ilginç açıklamalarda bulunmuş. Nede olsa karşıt renklerin kontrastı daha üretken oluyor...
Helin Avşar'ın röportajı için efendim...

Abdurrahman Dilipak’la oğlunun Mecidiyeköy’deki işyerinde buluştuk. Oğlu Taha da röportaj boyunca hep yanımızdaydı. Zaten Dilipak eşi dışında hiçbir kadınla bir
odada yalnız kalmayacak kadar prensip sahibi bir dindar. Benim onun sınırlarını ihlal ettiğim, onun da sabrının sınırlarını zorladığı bu röportaj çıktı ortaya.

Uzun yıllardır göz önündesiniz. Pek çok insanın sizinle ilgili fikirleri vardır. Peki siz kendinizi nasıl bir kişilik olarak tanımlarsınız?
Hiç kimse beni kavga ederken ya da yumruklaşırken görmemiştir. Katıldığım hiçbir
mitingde kavga çıkmamıştır. Hatta “Dilipak varsa kavga yoktur” derler. Savaşa karşıt savaşçıyım.

Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Dedelerimden biri müftü biri hatipti. Dindar bir çevrede büyüdüm. Liseden sonra Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmek için resim dersleri aldım. Arap ve Fars Filolojisi’nde okudum, Gazetecilik Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ndan mezun oldum.
Resim dışında başka bir sanat dalıyla uğraştınız mı?
Türkiye de milli sinema tartışmasını başlatan dokuz kişiden biri benim. 70’li yıllarda
Milli Türk Talebe Birliği Sinema Kulübü’nde başlattık tartışmayı. Bir de film çekmiştik “Gençlik Köprüsü” diye. Başrollerinde Necla Nazır ile Itır Esen vardı.
Aileniz sizi yönlendirdi mi? Onlardan etkilenerek bugünlere geldiğinizi söyleyebilir misiniz?
Annem, biz çocukken vefat etti. İki kardeşiz. Ailemin hem dindar hem mücadeleci
kimliğimde büyük rolü var. Dayılarım 1946 yılından bu yana çoğu dini içerikli
organizasyonları yapan kişilerdir. Ailecek her zaman siyaset ve medya
dünyasında yer aldık. Adalet Partisi’nin kuruluşunda da bizim aileden isimler vardı.
Kendinize kızar mısınız sık sık? Ya da şöyle sorayım kendinize çok kızıp da yapmaktan vazgeçmediğiniz bir şey var mı?
Hiçbir problemim yok kendimle. 40 yıldır kesintisiz sanığım. Hakkımda açılan
davalar arasında 500 yıl mahkumiyetimi isteyen var. Beni yargılayan yargıçlardan daha fazla kıdemim vardır. Her insan hata yapar, keşke “Şöyle böyle olsaydı” der. Ama benim bugüne kadar vahim bir hata yaptığım olmadı.
Hukuki olarak birçok bilgiye sahip olmuşsunuzdur...
Evet artık birçok konuda bilgiliyim.
Sizi kızdıran bir dava var mı peki?
“Sigara içmeyin Mazlumder’e yardım edin” dediğim için izinsiz yardım toplamak suçundan yargılandım. Ama hiç mahkum olmadım, para cezalarına çarptırıldım. “Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder, Bahriye Üçok ‘da CHP’yi altı
oktan edecektir’’ dediğimiz için mahkum olduk.
Neden sizi sürekli mahkemeye veriyorlar?
Çünkü etkiliyim. Biraz beni caydırmak için, biraz da “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla durumu” yaşanıyor. Bir insana yapılan haksızlık bütün
topluma yöneltilmiştir esasen.
Sizin üzerinizden bir kesime mesaj mı veriliyor yani?
Yaşadığım mahkumiyetler bunlardan kaynaklanıyor.
Şu ana kadar yazamadığınız, içinizde kalan bir şey var mı?
O kadar çok ki, aslında istediklerimin birçoğunu yazamadım. Tabii her şeyi
yazamıyorsun. Ergenekonu var falan filan. Bir de o kadar çok komplo teorisi dolaşıyor ki ortalıkta, o kadar çok bilgi kirliliği var ki. “Yanlış anlaşılmasın ve dava açılmasın” diye yazamadığımız şeyler oluyor. Bu “Çanakkale geçilmez” demek, herkes bunu söylüyor. Ben de ‘’Çanakkale çoktan geçildi” diyorum. Kitabım
çıkmadan üç kere yargılandım. Çanakkale geçilmediyse Mondros Mütarekesi nasıl
imzalandı? İstanbul nasıl işgal edildi? Önümüzdeki günlerde İstanbul’un kurtuluşu var. Kimse silah sıkmadan ele geçirdiler şehri o zaman. Üç ordumuz vardı,
imkansızlıklar içindeydiler. Ben “Birinci İnönü Savaşı yapılmadı” diyorum. Ama Birinci İnönü Savaşı ile ilgili binlerce doküman var. Bu durum için tek bir cümle edebilirim: Herkesin bir resmi tarihi var. Belki benimki yanlış ama bırakın
söyleyeyim.

EŞİMİN BENİ KISKANMASI AFRİKA’DA PENGUEN TEDAVİ MERKEZİ AÇILMASI GİBİ BİR ŞEY


Hiç flört ettiniz mi?
Hayır.
Flört etmek günah mı?
Böyle bir şey yok. Bu sorunun sorulmasını da beklemiyordum. Ben kimseye dokunmuyorum bile söyledim. Biz görücü usulüyle evlendik.
Eşinize çiçek alır mısınız?
Bana hediye edilen çiçekleri eve götürüyorum. Eşim de hep şikayet eder. ‘’Sen al da gel’’ der. Eşim kendisi bir çiçek zaten ama çiçekleri çok sever. Çok sevdiğim bir komşum, “Rabbim şudur senden dileğim yaşadıkça kitap dolu bir ev, çiçek dolu bir bahçe ver’’ demişti, bu cümleyi çok severim. Ayaklı bir kütüphane gibiyim. Evimdeki kitap sayısı eşyalarımdan daha çoktur.
Aşka inanıyor musunuz?
Mevlana’nın anlattığı aşksa evet inanıyorum. Bazıları cinsel tutkuyu aşk zannediyor. Yaratılanda yaratanı görmektir aşk.
Bir erkek birkaç kadınla evlenebilir mi?
Modern hukuka göre tek evlilik esastır ama pratikte poligami var. Bu tuzak bir soru. Peygamber, zamanında dört eşle sınırlandırdı ama genel tercih olarak tek eşliliği tavsiye etti. Mesela eşim bana üç-dört çocuk verdikten sonra yatalak hasta oldu. Ben ne yapacağım? Çocuklarıma, hasta eşime kim bakacak? Kadın nüfusunun fazla olduğu Afrika gibi, Kazakistan gibi yerlerde bu durumun kadınların lehine olduğunu düşünüyorum.
Eşiniz sizi kıskanır mı?
“Arabistan’da penguen tedavi merkezi açmışlar” demek gibi bir şey bu. Bir kadına dokunmayan birisi için nasıl böyle bir şüphe söz konusu olabilir.

KIŞ GELİNCE PARKA, PARA OLUNCA MARKA GİYİLİR

Muhafazakar kesim değişti mi?

Hayat devam ediyor. İnsanlar sürekli değişiyor. Kış gelince parka giyerler, paraları olunca marka.
AKP Hükümeti, Türkiye’yi nereye götürüyor?
AKP Hükümeti veya bir başka hükümet, bir toplumu ne ileriye ne de geriye götürebilir. Toplumlar, layık olduğu şekilde yaşar.
Çarşamba’da açık kadınlara mahalle baskısı var mı?
Mahalle baskısı normaldir, birlikte yaşamaktan kaynaklanır.
Metafizikle ilgileniyor musunuz?
Yaklaşık iki yıl hipnozla ilgilendim. Sizi hipnotize edebilirim.
Son dönemde cennetle ilgili bir sürü şey söylendi...
Bunları doğru bulmuyorum. Farklı bir yerdir, oradan geldik oraya gideceğiz. Her nefis ölümü tadacaktır. Ölümden korkulmaz, ölüm bir bahar ülkesidir, dünya acıların dünyasıdır. Cenneti açıklamak, elması çakıl taşıyla açıklamak gibidir.
Kadın sanatçılardan kimi dinlersiniz?
Müzeyyen Senar’ın şarkılarını dinlerim.
Cemil ipekçi “Muhafazakar eşcinselim” dedi ne diyorsunuz?
Bunu ona sorun.
İslam’da eşcinsellik var mıdır?
İslam’da bırakın eşcinselliği her türlü gayrimeşru cinsel temas haramdır. Tekrar söylüyorum; kadına dokunmayan birine soruyorsunuz bunları, kavga çıkacak birazdan aramızda.

İNSAN BAZEN HAYVANDAN BİLE AŞAĞI OLABİLİR

Ayşe Arman’la program yapmak için teklif almışsınız. Yapar mısınız?
Habertürk’ten böyle bir program yapmak için teklif geldi. Mesela sizinle de aynı şekilde televizyonda bir program teklifi gelse, dekolte giyerseniz kabul etmem. Erkek olsun kadın olsun insan bedenini ortaya çıkaracak bir yaklaşımı hem dinen hem ahlaken hem sosyolojik açıdan doğru bulmuyorum. İnsan bedeni kendine özeldir. Mesela siz bu röportaja da dekolte gelmiş olsaydınız, bir kumaş getirtip üzerinizi örterdim. Ayrıca öyle bir mekanda bile olmak istemem. Beni argo
konuşurken bile göremezsiniz.
Gerçekten kadınlardan rahatsız oluyor musunuz?
Yok canım, annem de kadın.

ALLAH’IN YASAK KILDIĞI ŞEYİ KABUL EDEMEM
Açık giyinen kadınlardan rahatsız oluyor musunuz peki?

Kesinlikle... Allah’ın yasak kıldığı bir şeyi kabul edemem. Şeytana tapanların
haklarını savunabilirim ama şeytana tapmayı asla kabul edemem. Hoşgörülü de
değilim. Bir kadınla asla bir odada yalnız kalmam. Siz buradayken şu kapıyı asla
kimse kapatamaz. Beni bu konuda test de ettiler. Kanal D’de çalışırken bütün ekibim bayandı. Kış da olsa asla kapıyı kapatmam, kapatırlarsa gider açarım veya dışarı çıkarım. Mesela Tansu Çiller, başbakan olduğunda elini sıkmadım. Eşim de erkeğe dokunmaz. Keyfi olarak bir kadına parmağımın ucuyla bile dokunmam. Ama yardıma ihtiyacı olursa o zaman durum farklı. Hasta olur, hastaneye gitmesi
gerekir o zaman tabii ki yardım ederim. Allah 10 tane emir veriyor. Bir tanesi zina
etmeyeceksin, zina etmek adam öldürmekle birlikte zikrediliyor. Çünkü insan bedenini öldürmekle, ruhunu öldürmek aynı şey.

Kadınların çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bir kadının analık vasfı olduğu için ağır işlerde çalışamaz. Fiziki olarak uygun
değildir. Yaradılışına uymaz. Kadının inşaat mühendisi olmasından çok mimar
olmasını tercih ederim. Doğu felsefesinde Ying Yang’a bakarsak tam bütünlük
yoktur. Bir taraf her zaman daha üstündür.
Kadınla erkek eşit midir?
Asla. Kadın kadına eşit mi ki? Bin kadına eşit erkek ya da bin erkeğe eşit kadın vardır. Böyle tartışmalar gereksiz. İnsan vasıflarına göre ayrılır. Bazen hayvandan bile aşağı olabilir.
Nazlı Ilıcak hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kendi yazılarımda olduğu gibi beğendiğim yazıları da oluyor beğenmediklerim de. Beni ilk televizyona çıkaran Nazlı Ilıcak’tır.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Şule Yüksel Şenler, o dönemde başörtüleri yüzünden okuyamayan kızlar için kurs açmıştı. Kız kardeşim ve eşim de o kurstaydı. O vesileyle tanıştık. Allah’tan iyi bir eş diledim, gönderdi. O da bana güzel çocuklar verdi.

Müjde Ar’a neden “Pornocu” dediniz? Niye gönderdiği tekzibi yayınlamadınız?
Şimdi bir bayan sanatçı, Japonya’da profesörüyle duygusal ilişki içinde. Aradan
uzun zaman geçiyor, profesörün Avrupa’daki oğlu geliyor. Profesörün oğlu, bayan
sanatçının hoşuna gidiyor, onunla birlikte olmaya başlıyor. Kadın bunu anlatıyor, o sırada herkes kinayeli sorular soruyor, ‘’Babayı ne yaptın’’ falan diye... Bana göre çok rahatsız edici bir diyalog. Ben de bu olayı anlatıyorum, medyayı pornoculukla ve teşhircilikle suçluyorum. Gerçi artık bunlar pornoyu da ayıp görmüyor. “Pornocu, homoseksüel, lezbiyen, Lolita takımı” diye devam eden, toplumu ahlaki
olarak çözülmeye götüren olayları anlatıyorum. Ve buna benzer şeylerin toplumun
zihninde meşrulaştırıldığını söylüyorum. Bunu kendi üzerine alması fiilen mümkün değil. Bu olayı magazin dünyasını anlatmak, genel anlamda değerlendirmek amacıyla kullandım yazımda. Bunu tekzip ediyor, mahkeme reddediyor. Ağır cezaya gidiyor, orası da reddediyor. İnternete bakarsanız bu konuda çok daha ağır
yazıların olduğunu görürsünüz.

Hiç Müjde Ar’ın bir filmini seyrettiniz mi?

TRT’de yayınlanan bir dizisini (Aşk-ı Memnu) seyrettim. Ondan başka bir şey
seyretmedim.Abdurrahman Dilipak’la oğlunun Mecidiyeköy’deki işyerinde buluştuk. Oğlu Taha da röportaj boyunca hep yanımızdaydı. Zaten Dilipak eşi dışında hiçbir kadınla bir
odada yalnız kalmayacak kadar prensip sahibi bir dindar. Benim onun sınırlarını ihlal ettiğim, onun da sabrının sınırlarını zorladığı bu röportaj çıktı ortaya.

Uzun yıllardır göz önündesiniz. Pek çok insanın sizinle ilgili fikirleri vardır. Peki siz kendinizi nasıl bir kişilik olarak tanımlarsınız?
Hiç kimse beni kavga ederken ya da yumruklaşırken görmemiştir. Katıldığım hiçbir
mitingde kavga çıkmamıştır. Hatta “Dilipak varsa kavga yoktur” derler. Savaşa karşıt savaşçıyım.

Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Dedelerimden biri müftü biri hatipti. Dindar bir çevrede büyüdüm. Liseden sonra Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmek için resim dersleri aldım. Arap ve Fars Filolojisi’nde okudum, Gazetecilik Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ndan mezun oldum.
Resim dışında başka bir sanat dalıyla uğraştınız mı?
Türkiye de milli sinema tartışmasını başlatan dokuz kişiden biri benim. 70’li yıllarda
Milli Türk Talebe Birliği Sinema Kulübü’nde başlattık tartışmayı. Bir de film çekmiştik “Gençlik Köprüsü” diye. Başrollerinde Necla Nazır ile Itır Esen vardı.
Aileniz sizi yönlendirdi mi? Onlardan etkilenerek bugünlere geldiğinizi söyleyebilir misiniz?
Annem, biz çocukken vefat etti. İki kardeşiz. Ailemin hem dindar hem mücadeleci
kimliğimde büyük rolü var. Dayılarım 1946 yılından bu yana çoğu dini içerikli
organizasyonları yapan kişilerdir. Ailecek her zaman siyaset ve medya
dünyasında yer aldık. Adalet Partisi’nin kuruluşunda da bizim aileden isimler vardı.
Kendinize kızar mısınız sık sık? Ya da şöyle sorayım kendinize çok kızıp da yapmaktan vazgeçmediğiniz bir şey var mı?
Hiçbir problemim yok kendimle. 40 yıldır kesintisiz sanığım. Hakkımda açılan
davalar arasında 500 yıl mahkumiyetimi isteyen var. Beni yargılayan yargıçlardan daha fazla kıdemim vardır. Her insan hata yapar, keşke “Şöyle böyle olsaydı” der. Ama benim bugüne kadar vahim bir hata yaptığım olmadı.
Hukuki olarak birçok bilgiye sahip olmuşsunuzdur...
Evet artık birçok konuda bilgiliyim.
Sizi kızdıran bir dava var mı peki?
“Sigara içmeyin Mazlumder’e yardım edin” dediğim için izinsiz yardım toplamak suçundan yargılandım. Ama hiç mahkum olmadım, para cezalarına çarptırıldım. “Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder, Bahriye Üçok ‘da CHP’yi altı
oktan edecektir’’ dediğimiz için mahkum olduk.
Neden sizi sürekli mahkemeye veriyorlar?
Çünkü etkiliyim. Biraz beni caydırmak için, biraz da “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla durumu” yaşanıyor. Bir insana yapılan haksızlık bütün
topluma yöneltilmiştir esasen.
Sizin üzerinizden bir kesime mesaj mı veriliyor yani?
Yaşadığım mahkumiyetler bunlardan kaynaklanıyor.
Şu ana kadar yazamadığınız, içinizde kalan bir şey var mı?
O kadar çok ki, aslında istediklerimin birçoğunu yazamadım. Tabii her şeyi
yazamıyorsun. Ergenekonu var falan filan. Bir de o kadar çok komplo teorisi dolaşıyor ki ortalıkta, o kadar çok bilgi kirliliği var ki. “Yanlış anlaşılmasın ve dava açılmasın” diye yazamadığımız şeyler oluyor. Bu “Çanakkale geçilmez” demek, herkes bunu söylüyor. Ben de ‘’Çanakkale çoktan geçildi” diyorum. Kitabım
çıkmadan üç kere yargılandım. Çanakkale geçilmediyse Mondros Mütarekesi nasıl
imzalandı? İstanbul nasıl işgal edildi? Önümüzdeki günlerde İstanbul’un kurtuluşu var. Kimse silah sıkmadan ele geçirdiler şehri o zaman. Üç ordumuz vardı,
imkansızlıklar içindeydiler. Ben “Birinci İnönü Savaşı yapılmadı” diyorum. Ama Birinci İnönü Savaşı ile ilgili binlerce doküman var. Bu durum için tek bir cümle edebilirim: Herkesin bir resmi tarihi var. Belki benimki yanlış ama bırakın
söyleyeyim.

EŞİMİN BENİ KISKANMASI AFRİKA’DA PENGUEN TEDAVİ MERKEZİ AÇILMASI GİBİ BİR ŞEY


Hiç flört ettiniz mi?
Hayır.
Flört etmek günah mı?
Böyle bir şey yok. Bu sorunun sorulmasını da beklemiyordum. Ben kimseye dokunmuyorum bile söyledim. Biz görücü usulüyle evlendik.
Eşinize çiçek alır mısınız?
Bana hediye edilen çiçekleri eve götürüyorum. Eşim de hep şikayet eder. ‘’Sen al da gel’’ der. Eşim kendisi bir çiçek zaten ama çiçekleri çok sever. Çok sevdiğim bir komşum, “Rabbim şudur senden dileğim yaşadıkça kitap dolu bir ev, çiçek dolu bir bahçe ver’’ demişti, bu cümleyi çok severim. Ayaklı bir kütüphane gibiyim. Evimdeki kitap sayısı eşyalarımdan daha çoktur.
Aşka inanıyor musunuz?
Mevlana’nın anlattığı aşksa evet inanıyorum. Bazıları cinsel tutkuyu aşk zannediyor. Yaratılanda yaratanı görmektir aşk.
Bir erkek birkaç kadınla evlenebilir mi?
Modern hukuka göre tek evlilik esastır ama pratikte poligami var. Bu tuzak bir soru. Peygamber, zamanında dört eşle sınırlandırdı ama genel tercih olarak tek eşliliği tavsiye etti. Mesela eşim bana üç-dört çocuk verdikten sonra yatalak hasta oldu. Ben ne yapacağım? Çocuklarıma, hasta eşime kim bakacak? Kadın nüfusunun fazla olduğu Afrika gibi, Kazakistan gibi yerlerde bu durumun kadınların lehine olduğunu düşünüyorum.
Eşiniz sizi kıskanır mı?
“Arabistan’da penguen tedavi merkezi açmışlar” demek gibi bir şey bu. Bir kadına dokunmayan birisi için nasıl böyle bir şüphe söz konusu olabilir.

KIŞ GELİNCE PARKA, PARA OLUNCA MARKA GİYİLİR

Muhafazakar kesim değişti mi?

Hayat devam ediyor. İnsanlar sürekli değişiyor. Kış gelince parka giyerler, paraları olunca marka.
AKP Hükümeti, Türkiye’yi nereye götürüyor?
AKP Hükümeti veya bir başka hükümet, bir toplumu ne ileriye ne de geriye götürebilir. Toplumlar, layık olduğu şekilde yaşar.
Çarşamba’da açık kadınlara mahalle baskısı var mı?
Mahalle baskısı normaldir, birlikte yaşamaktan kaynaklanır.
Metafizikle ilgileniyor musunuz?
Yaklaşık iki yıl hipnozla ilgilendim. Sizi hipnotize edebilirim.
Son dönemde cennetle ilgili bir sürü şey söylendi...
Bunları doğru bulmuyorum. Farklı bir yerdir, oradan geldik oraya gideceğiz. Her nefis ölümü tadacaktır. Ölümden korkulmaz, ölüm bir bahar ülkesidir, dünya acıların dünyasıdır. Cenneti açıklamak, elması çakıl taşıyla açıklamak gibidir.
Kadın sanatçılardan kimi dinlersiniz?
Müzeyyen Senar’ın şarkılarını dinlerim.
Cemil ipekçi “Muhafazakar eşcinselim” dedi ne diyorsunuz?
Bunu ona sorun.
İslam’da eşcinsellik var mıdır?
İslam’da bırakın eşcinselliği her türlü gayrimeşru cinsel temas haramdır. Tekrar söylüyorum; kadına dokunmayan birine soruyorsunuz bunları, kavga çıkacak birazdan aramızda.

İNSAN BAZEN HAYVANDAN BİLE AŞAĞI OLABİLİR

Ayşe Arman’la program yapmak için teklif almışsınız. Yapar mısınız?
Habertürk’ten böyle bir program yapmak için teklif geldi. Mesela sizinle de aynı şekilde televizyonda bir program teklifi gelse, dekolte giyerseniz kabul etmem. Erkek olsun kadın olsun insan bedenini ortaya çıkaracak bir yaklaşımı hem dinen hem ahlaken hem sosyolojik açıdan doğru bulmuyorum. İnsan bedeni kendine özeldir. Mesela siz bu röportaja da dekolte gelmiş olsaydınız, bir kumaş getirtip üzerinizi örterdim. Ayrıca öyle bir mekanda bile olmak istemem. Beni argo
konuşurken bile göremezsiniz.
Gerçekten kadınlardan rahatsız oluyor musunuz?
Yok canım, annem de kadın.

ALLAH’IN YASAK KILDIĞI ŞEYİ KABUL EDEMEM
Açık giyinen kadınlardan rahatsız oluyor musunuz peki?

Kesinlikle... Allah’ın yasak kıldığı bir şeyi kabul edemem. Şeytana tapanların
haklarını savunabilirim ama şeytana tapmayı asla kabul edemem. Hoşgörülü de
değilim. Bir kadınla asla bir odada yalnız kalmam. Siz buradayken şu kapıyı asla
kimse kapatamaz. Beni bu konuda test de ettiler. Kanal D’de çalışırken bütün ekibim bayandı. Kış da olsa asla kapıyı kapatmam, kapatırlarsa gider açarım veya dışarı çıkarım. Mesela Tansu Çiller, başbakan olduğunda elini sıkmadım. Eşim de erkeğe dokunmaz. Keyfi olarak bir kadına parmağımın ucuyla bile dokunmam. Ama yardıma ihtiyacı olursa o zaman durum farklı. Hasta olur, hastaneye gitmesi
gerekir o zaman tabii ki yardım ederim. Allah 10 tane emir veriyor. Bir tanesi zina
etmeyeceksin, zina etmek adam öldürmekle birlikte zikrediliyor. Çünkü insan bedenini öldürmekle, ruhunu öldürmek aynı şey.

Kadınların çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bir kadının analık vasfı olduğu için ağır işlerde çalışamaz. Fiziki olarak uygun
değildir. Yaradılışına uymaz. Kadının inşaat mühendisi olmasından çok mimar
olmasını tercih ederim. Doğu felsefesinde Ying Yang’a bakarsak tam bütünlük
yoktur. Bir taraf her zaman daha üstündür.
Kadınla erkek eşit midir?
Asla. Kadın kadına eşit mi ki? Bin kadına eşit erkek ya da bin erkeğe eşit kadın vardır. Böyle tartışmalar gereksiz. İnsan vasıflarına göre ayrılır. Bazen hayvandan bile aşağı olabilir.
Nazlı Ilıcak hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kendi yazılarımda olduğu gibi beğendiğim yazıları da oluyor beğenmediklerim de. Beni ilk televizyona çıkaran Nazlı Ilıcak’tır.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Şule Yüksel Şenler, o dönemde başörtüleri yüzünden okuyamayan kızlar için kurs açmıştı. Kız kardeşim ve eşim de o kurstaydı. O vesileyle tanıştık. Allah’tan iyi bir eş diledim, gönderdi. O da bana güzel çocuklar verdi.

Müjde Ar’a neden “Pornocu” dediniz? Niye gönderdiği tekzibi yayınlamadınız?
Şimdi bir bayan sanatçı, Japonya’da profesörüyle duygusal ilişki içinde. Aradan
uzun zaman geçiyor, profesörün Avrupa’daki oğlu geliyor. Profesörün oğlu, bayan
sanatçının hoşuna gidiyor, onunla birlikte olmaya başlıyor. Kadın bunu anlatıyor, o sırada herkes kinayeli sorular soruyor, ‘’Babayı ne yaptın’’ falan diye... Bana göre çok rahatsız edici bir diyalog. Ben de bu olayı anlatıyorum, medyayı pornoculukla ve teşhircilikle suçluyorum. Gerçi artık bunlar pornoyu da ayıp görmüyor. “Pornocu, homoseksüel, lezbiyen, Lolita takımı” diye devam eden, toplumu ahlaki
olarak çözülmeye götüren olayları anlatıyorum. Ve buna benzer şeylerin toplumun
zihninde meşrulaştırıldığını söylüyorum. Bunu kendi üzerine alması fiilen mümkün değil. Bu olayı magazin dünyasını anlatmak, genel anlamda değerlendirmek amacıyla kullandım yazımda. Bunu tekzip ediyor, mahkeme reddediyor. Ağır cezaya gidiyor, orası da reddediyor. İnternete bakarsanız bu konuda çok daha ağır
yazıların olduğunu görürsünüz.

Hiç Müjde Ar’ın bir filmini seyrettiniz mi?

TRT’de yayınlanan bir dizisini (Aşk-ı Memnu) seyrettim. Ondan başka bir şey
seyretmedim.