Abdülkadir Selvi'den Haşim Kılıç ve Efkan Ala açıklaması!
Yenişafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi gazetesindeki Haşim Kılıç manşeti hakkında ilk kez konuştu.
NESRİN
YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, Twitter'in engellenmesi kararının kaldırılması ve
AYM'nin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşma nedeniyle hem Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan hem de başta Yeni Şafak olmak üzere iktidar
yanlısı medyanın hedefi olan ve ağır eleştirilere maruz
kalmıştı.
Haşim Kılıç, iktidar yanlısı medya tarafından,
muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olabilmek için AK Parti karşıtı
kararlara imza atmak ve Başbakan Erdoğan'a karşı haddini aşmakla
eleştirilmişti. O dönemlerde Yenişafak gazetesi Haşim Kılıç için
ağır bir manşet kullanmış ve "Muhalefet lideri" gibi
demişti.
Geçtiğimiz günlerde Haşim Kılıç için "Anayasa Mahkemesi'nde
vesayetten demokrasiye" başlıklı bir habere gazetenin üst
köşesinde yer veren Yenişafak'ın bu tutumu herkesi şaşırtmış ve
medyada çokça eleştiri almıştı.
Bu konuda daha önce hiç açıklama yapmayan Yenişafak gazetesi'nden
ilk açıklama gazetenin Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi'den
geldi. Selvi, "siyasetçilere had bildirme tavrı sürdüğü sürece ben
eleştiren yazılarımı devam ettirim" dedi.
İşte o açıklama:
BU KÜRSÜLER SİYASETÇİLERE
AYAR VERME YERİ DEĞİ
Haşim Kılıç'ın siyasetçilere had bildirme tavrı sürdüğü sürece
ben eleştiren yazılarımı devam ettirim,Ama özgürlükler lehine
verdiği kararları desteklerim. Ben, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş
yıldönümlerinde Sayın Haşim Kılıç'ın insan odaklı Anayasa ve hukuk
sistemi konusundaki önerilerine güçlü destek vermiştim ama orada
siyasete ayar veren, siyasetçileri paylayan yerler olarak oraların
kullanılmasına, kendisiyle şahsi hukukum olmasına rağmen Haşim
Kılıç'a karşı çıktığım gibi başkasına da karşı çıkarım. Ayar
verdiği siyasetçinin kim olduğu önemli değil, Kılıçdaroğlu'na da,
Demirtaş'a da ayar vermeye kalksaydı aynı tepkiyi gösterirdim, bu
konuda tutarlı olmak gerekiyor. Bu tür kürsüler vesayetçilerin
siyasetçilere had bildirdiği yerler olmamalı.
Efkan Ala'nın geçtiğimiz günlerde yaptığı “Peygamberimiz
Mekke’yi fethedip oraya girerken muhtemelen tabii şimdi buradan biz
çıktık, geri geldik ve Mekke’yi fethettik, insanlar fevç fevç
İslam’a giriyorlar. Muhtemelen kendisine bir pay çıkardı oradan.
Bakın biz böyle bir medeniyetin, böyle bir inancın temsilcileriyiz.
İnsanın biraz gururlanması doğal bir şeydir, insanidir. Ama hemen
ikaz ediliyor. ‘İstiğfar et, Allah tövbeleri çokça kabul edendir.’
Onun için biz kendimize pay çıkarmıyoruz başörtüsü yasağını
kaldırdık diye. Allah yaptı diyoruz. Kuran’ı Kerim’i her yere
askeri okullar dahil biz sokmadık. Kendisi yaptı, bizi de onunla
imtihan etti.” açıklamayı değerlendiren Selvi,
cemaat medyasına yüklendi.
BU ZİHNİYET BU KONUDA BİR ŞEY
SÖYLEYEMEZ
Merhum Menderes'i asanlar, Menderes'i bunlar peygamber ilan ediyor diye bir gerekçe ve yalan haber uydurarak bir kara propoganda yapmışlardı. Bu, tamamen bir lagı operasyonuydu ve 27 Mayıs'a giden süreci böyle hazırlamışlardı. Ben, peygamberimiz, Kur'an'ı Kerim ve islam dini gibi yüce değerlerin siyasete alet edilmesine, siyasi polemik konusu yapılmasına kesinlikle karşıyım. Buradan cemaat medyasına bir çift söz söylemek istiyorum; peygamberimizi diz setinde kamyon kasasına bindirenler, peygamberimizin Türkçe olimpiyatlarına geldiğini söyleyenler, peygamberimizin tweetleri iki katına çıkarın dediğini söyleyenler, biz o günlerde bunların doğru olmadığını söylediğimizde savunuyorlardı. Şimdi Efkan Ala'nın iki ayete dayanan bir sözü üzerinden kendisini linç etmeye kalkışıyorlar. Bu konuda din alimleri bir şey söylerse dikkate alırım ama peygamberimizi kamyon kasasına bindiren, dizi setinde bir figüran gibi oynatmaya kalkışan zihniyet bu konuda bir şey söyleyemez.