Abdülkadir Selvi

Öfkeni kontrol edemeyebilirsin ki ben de senin gibiydim tedavi oldum…

Sevgili kardeşim Abdülkadir (Selvi)…

Türkiye’nin en üst düzey ve en çok izlenen, en itibarlı haber kanallarından birinde (CNNTÜRK) “kadrolu” tartışmacısın…

Bir gazeteci için mükemmel bir şans…

Senin yerinde olmak isteyen, senden çok daha entelektüel, çok daha analiz yeteneği yüksek ve seninle kıyaslanamayacak ölçüde demokrat, her düşünceye saygılı meslektaşın var…

Öfkeni kontrol edemeyebilirsin ki ben de senin gibiydim tedavi oldum…

Ayıp değil…

Nitekim ben öfke kontrolü tedavisine gittiğimde yüksek şekerim olduğunu öğrendim…

Sen de önce tahlil yaptırıp açlık ve tokluk şekerini ölçtür sonra da öfke kontrolü tedavisi ol…

Şirin Payzın, tartışma programlarının en başarılı moderatörlerinden biri…

Belli ki seni de programlarında görmek istiyor…

Yani…

Sana değer veriyor…

Ama…

Dün akşamki halin neydi öyle Abdülkadir?..

Prof. İdris Bal’ı “yalan söylüyorsun” diye saygısızca ve çok yüksek perdeden itham ederken Şirin’e (Kalitesine) nasıl zarar verdiğini fark etmedin mi?..

Sana değer verip konukları arasına alan bir moderatöre öylesi düşük düzeyli müdahalelerinle zarar vermeye ne hakkın var?..

Ve sonrası…

Prof. Nurşen Mazıcı ile aynı şeyleri düşünmek zorunda değilsin…

Ancak…

Bir hanımefendiyle tartışma adabını artık öğrenme yaşın geçmek üzere Abdülkadir…

Kaldı ki…

Mazıcı, mükemmel bir entelektüel, bir demokrat, bir bilge akademisyen

Benim de kendisiyle uzlaşmadığım çok nokta var ama onun penceresiyle benim pencerem bir değil ki…

Haliyle seninle de aynı pencereden bakmaması doğal değil mi?..

Yani Abdülkadir…

Katıldığın programların seviyesini düşürüyorsun…

Moderatöre de zarar veriyor hem ona hem kendine kaybettiriyorsun…