Abdülkadir Selvi paparazzilik yaptı; Zarrab davasında mide bulandıran iddialar
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Reza Zarrab davasının FETÖ'nün oyunlarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bir operasyona dönüştüğünü yazdı.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Reza Zarrab davasında mide
bulandıran iddialar olduğunu belirtti.
Abdülkadir Selvi, bugünkü köşe yazısında "Biraz paparazzilik
yapacağım" diyerek Zarrab davasından çarpıcı bilgiler aktardı..
İşte Abdülkadir Selvi'nin yazısından bir bölüm:
Paralı tanık ve mide bulandıran iddialar
ABD’deki Zarrab davası, artık Zarrab’sız devam ediyor.
Çünkü o bir tanık.
Zarrab, bundan sonra hangi ülkede yaşayacağına ya da yeni bir kimlik edinip edinmeyeceğine karar verecek. İsterse eşi Ebru Gündeş’i ve kızı Alara’yı da yanına alabilecek. Dubai’nin deşifre olması nedeniyle Zarrab’ın buraya gönderilmeyeceği, ABD’de kalacağı söyleniyor.
Zarrab istese de ABD onu bir yere göndermez. Çünkü Zarrab ABD’ye lazım. İkinci iddianame çıkarsa bir kez daha onu tanık kürsüsünde göreceğiz.
PAPARAZZİLİK
Soru işaretlerinin çengellerini astıktan sonra izniniz olursa küçük bir paparazzilik yapacağım.
Zarrab’ın cezaevinde 45 bin dolar rüşvet verip telefonla görüştüğü yönünde haberler çıkmıştı. Zarrab bunu kabul etti. Zarrab Manhattan Metropolitan Cezaevi’nde bir gardiyana para verip, avukat görüntüsü altında içeriye kadın sokmuş. Gardiyan kendi dinlenme odasında bir saatlik görüşme ayarlamış. Başgardiyan bunu tespit edip cezaevi yönetimine bildirince, Zarrab Brooklyn’deki cezaevine sürülmüş.
DOLAR KARŞILIĞI TANIKLIK
Davada tanık olarak dinlenen firari FETÖ’cü Hüseyin Korkmaz da 17 ay hapis yattıktan sonra ABD’ye kaçmayı başarmış. Daha doğrusu FBI’nın tereyağından kıl çeker gibi bir operasyonuyla kaçırılmış.
Korkmaz, Türkiye’den sonra 3 ülke değiştirdikten sonra kendisine
kimlik verildiğini, ABD’ye giriş yaptığı havaalanında yanında
getirdiği 17 Aralık belgelerini FBI’ya teslim ederek işbirliği
yaptığını belirtiyor. Zaman zaman hatırlatmak zorunda kalıyorum.
MİT’te görev yaptığı dönemde Zarrab’ı izlemekle görevli
olan Mehmet Barıner de bir Enver
Altaylı operasyonu ile yurtdışına kaçırılacakken, son anda
yakayı ele vermişti. Barıneryurtdışına çıkarılabilseydi, kamu
tanığı olarak Zarrab davasında kürsüye çıkarılacaktı.
Operasyon ilk günkü hedefe yönelik olarak adım adım ilerliyor.
1- 17-25 Aralık’ta 1 numaralı hedef Recep Tayyip Erdoğan’dı.
FETÖ’cü polisler, fezlekelerinde Erdoğan’ı devrik başbakan ilan etmiş, “dönemin başbakanı” olarak kayıtlara geçmişlerdi.
2- ABD’deki davada mahkeme başkanı hem Zarrab’a hem de FETÖ’cü Korkmaz’a “bir numara”dan kimi kastettiklerini, o zaman Türkiye’nin başbakanının kim olduğunu soruyor. Tabii soru hazır, cevap hazır. Çünkü önceden hazırlanmış. Tahmin ettiğiniz gibi Recep Tayyip Erdoğan. Hüseyin Korkmaz’a adın ne diye sorulduğunda “Recep Tayyip Erdoğan” diyecek kadar olağanüstü bir çaba içinde olduğu görülüyor.
3- Reza Zarrab cezaevinden yaptığı bir telefon görüşmesinde, “Hapishaneden çıkmak için işlemediğin suçları kabul etmek zorundasın” demişti. Mahkemede cezaevinden çıkmak için yalan söylemek zorunda olduğunu kabul etti. Böylece mahkemenin üzerine oturması gereken, “doğruluk” zemini çöktü.
4- Firari FETÖ’cü Hüseyin Korkmaz ise, tanıklığı
karşılığında FBI’dan 50 bin dolar aldığını, savcılıktan 300’er
dolardan olmak üzere 3 defa para aldığını ve yine ev kirasının
savcılık tarafından karşılandığını, çalışma iznine kavuştuğunu
söyledi. Böylece yalan söylediğini itiraf eden Zarrab’dan
sonra bir de para karşılığı tutulan tanığımız oldu.
Abdülkadir Selvi'nin yazısının tamamı için tıklayın