Abdulkadir Selvi 15 Temmuz’un eksik kalan halkasını yazdı
Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi bugünkü köşesinde 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi gecesi yaşadıklarını, 15 Temmuz ile birlikte yaşanan ilkleri ve 15 Temmuz’un arkasında ABD olduğu halde ilişkiler ağının bir türlü aydınlatılamadığını yazdı.
Bugün 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nin 4. yıl dönümü.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi de bugün kaleme aldığı yazısında o gece yaşananları, ilk kez cemaat görünümlü bir yapının darbe yapmaya kalkıştığını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti "İlk kez millet ölümü pahasına sokaklara çıkıp darbeye direndi. İlk kez bir cumhurbaşkanı darbeyi önledi"
Selvi, 15 Temmuz'un birçok ilkin yaşanmasına neden olduğunu, ama bir halkanın eksik kaldığını belirterek "15 Temmuz’un arkasında ABD’nin olduğu çok belliydi ama bu ilişkiler ağı bir türlü aydınlatılamadı." şeklinde konuştu.
İşte Abdulkadir Selvi'nin o yazısı:
İlk kez cemaat görünümlü bir yapı darbe yapmaya kalkıştı. İlk
kez millet ölümü pahasına sokaklara çıkıp darbeye direndi. İlk kez
bir cumhurbaşkanı darbeyi önledi. Ama bir halka eksik kaldı...
Meclis bombalanmış, polis akademisi savaş uçaklarıyla vurulmuştu.
CNN Türk’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yayından sonra hedef olmamak
için Hürriyet’in bulunduğu binanın ışıklarını kapatmıştık. 15
Temmuz’u bitirmiş, gün 16 Temmuz sabahına doğru dönmüştü. O şartlar
altında bilgisayar ekranının ışığında yazı yetiştirmeye
çalışıyordum. Karanlıkta yazamadım. Işığı açtım. Yazıya başlamadan
önce başlığını koydum: ‘Gün demokrasiyi savunma günü’.
Tam başlamıştım ki “Güm” diye bir ses duyuldu. Bina sallandı. Ses,
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin olduğu taraftan geliyordu. Koştum,
ışığı kapattım.
Benim hikâyem...
15 Temmuz akşamıydı. Gazeteci arkadaşım İpek Özbey
aradı. “İstanbul’da tanklar Boğaz Köprüsü’nü
tutmuş” dedi. İpek’le konuşurken bir yandan da televizyonu
açmıştım. Boğaz Köprüsü’nde askerler vardı. İpek’e, “Normal şeyler
değil bunlar” dedim. Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire
Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Özkürkçü’yü aradım. Açmadı.
Meğer o sırada Genelkurmay’a baskın yapılıyormuş. O arada Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynak aradı, “Kimseden haber
alamıyorum,
ne oluyor” diye sordu. “Bir tuhaflık var bu işin içinde. Bir
kalkışmaya benziyor” dedim. Ne olduğunu anlamak için Genelkurmay’a
doğru yola çıktım.