ABD’nin en güvenilir kurumu, bir televizyon kanalı

PBS, son 12 yıldır üst üste yapılan bütün kamuoyu yoklamalarında ‘ABD’nin en güvenilir kurumu’ seçiliyor!

ABD, dünyada televizyon yayıncılığının devlet eliyle başlamadığı tek ülke. Diğer bütün ülkelerde televizyon yayıncılığının ilk başlatıcısı ve çoğunda uzun süre tek sürdürücüsü devletken, ABD'ninbilinen anlamda bir ‘devlet kanalı’ yok.

ABD’de Amerikan halkına hitap eden bir devlet televizyonu yok, ama ticari kanalların eğitici yayınlar boşluğunu doldurmak ve ticari kanalların ilgi göstermediği kırsal kesimlere de televizyon yayıncılığını ulaştırmak için kurulan kamusal yayın hizmetleri var. Bunların hiç şüphesiz en bilinenleri PBS adıyla bilinen Kamusal Yayın Hizmeti televizyon ağı.

Cemal Tunçdemir, isimli sitesinde kaleme aldığı yazısında ‘devlet kanalı’  konseptinden oldukça farklı özelliklere sahip üye 354 TV kanalının oluşturduğu PBS'yi yazdı.

PBS'nin bir başka belirgin özelliğinin de, son 12 yıldır üst üste yapılan bütün kamuoyu yoklamalarında ‘ABD’nin en güvenilir kurumu’ seçilmesi olduğunu vurgulayan Tunçdemir, bizler için oldukça çarpıcı bazı verilere de yer veriyor yazısında.

İşte Tunçdemir'in yazısından dikkat çeken bir bölüm:

354 TV KANALI OLAN BİR KAMUSAL AĞ

"PBS televizyon ağı ise tüm dünyada fenomen olan Susam Sokağı, Frontline, Charlie Rose, Nature gibi programları da üreten saygın bir televizyon ağı. Ülke genelinde PBS ağına üye 354 TV kanalı var.

Bunların en ünlüsü New York metropolitan bölgesine yayın yapan Thirteen adıyla da bilinen WNET.

PBS’in NPR’dan en önemli farkı, merkezi bir içerik üretiminin olmaması. PBS’in bütün içeriğini üye mahalli PBS kanalları üretiyor. ABC, NBC ve CBS’in bile 50 eyaletin hepsinde mahalli içerik ortağı yokken, PBS’in var. PBS gelirlerinin büyük bölümü, bağışlar, kişisel bağış vaatleri ve ‘telethon’ yöntemiyle yayında para toplamaya dayanıyor. PBS gelirlerinin en fazla yüzde 15’i kamusal fondan geliyor.

Halkın en güvendiği kurum PBS

PBS televizyon ağı, son 12 yıldır üst üste yapılan bütün kamuoyu yoklamalarında, her yıl ‘ABD’nin en güvenilir kurumu’ seçiliyor. PBS, Amerikan halkının, mahkemelerden bile fazla güvendiği bir kurum.

PBS yayın ağına bütçeden aktarılan küçük pay, her görüşten Amerikalı vergi mükellefine göre ‘verginin en yararlı kullanımı’. Televizyon izleyicilerinin yüzde 90’ı düzenli olarak PBS’i de izlediklerini belirtiyor.

Aslında İngiltere’de de buna benzer bir durum var. İngiltere’de YouGov anketine göre, BBC ülkenin en güvenilir kurumu. Daha da dikkat çekici olanı ise, ‘upmarket’ gazetelerin de (tabloid olmayan gazeteler: Times, Telegraph, Guardian, Independent ve Financial Times) ikinci sırada yer alması.

ABD’nin Meclis TV’si bir ‘özel kanal’

ABD’nin Meclis TV’si diyebileceğimiz C-SPAN kanalı ise, PBS ve NPR’ın aksine özel bir yayın kuruluşu. Kar amacı gütmeyen bu TV kanalının yayın kurulunda ülkenin en önde gelen kablolu yayın ağlarının temsilcileri var. İçeriğine ve yayın akışına ABD Kongresi ya da hükümetinin karışma yetkisi ise kesinlikle yok. 1979’da yayına başlayan C-SPAN’ın bugün üç kanalı (C-SPAN, C-SPAN2 ve C-SPAN3) ile bir radyosu var. ABD Kongresi’nin bütün genel kurul ve komisyon oturumlarını kesintisiz canlı yayınlıyor. Bunun yanı sıra İngiliz, Kanada ve Avustralya parlamentolarının bazı oturumları da canlı yayınlanıyor. Seçim kampanyası çalışmaları, politik kurultaylar, paneller, basın toplantıları da canlı yayınlar arasında. Üniversitelerdeki bilimsel panel ve konferansların da yayınlandığı C-SPAN2 kanalı haftasonları tamamen ‘kitap kanalına (Book TV)’ dönüşüyor. Edebiyat dışı kitaplar ve yazarları konu ediliyor, etkinlikler canlı yayınlanıyor. C-SPAN3 kanalı ise, kamuyu ilgilendiren bütün önemli etkinliklerin canlı yayınlarını ve ilgili programlarını gerçekleştiriyor. C-SPAN’ın geliri ülkedeki her kablolu TV abonesinin faturasına eklenen ‘6 cent’lik ücretten oluşuyor.

PBS, NPR ve C-SPAN, neredeyse bütün siyasal kesimlerce ülkenin görece en bağımsız ve güvenilir haber kaynakları olarak görülüyorlar. Bu yapılarıyla haber medyasındaki keskin siyasal kutuplaşmaya da bir alternatif oluşturuyorlar. PBS ve NPR’ın kurulmasına yol açan ünlü Carnegie Komisyonu raporunda kamu yayıncılığının özellikleri olarak, "başka türlü keşfedilemeyecek yeteneklere keşfedilme imkanı sağlaması, başka türlü sesleri duyulmayacak gruplara seslerini duyurmayı sağlaması, ülke gündemindeki tartışmaların bağımsız platformu olmaya, cesur yayıncılığa, insan ve dünya merkezli bir bakışa sahip olması..." sayılmış.

Bununla beraber, siyasi yelpazenin zıt uçlarında zaman zaman tenkitlere uğrasalar da NPR ve PBS gibi kamu yayınlarının korunması konusunda da hala bozulmamış güçlü bir konsensus var. Bilgisine, gazeteciliğine, etik anlayışına büyük saygı duyduğum Bill Moyers, ‘devletin’ değil ama ‘toplumun’ malı olan böylesi kamu yayıncılığını vazgeçilmez görenlerden. Gazeteci ve tarihçi Richard Reeves’in, kendisine ‘gerçek haberin tarifini’ soran bir öğenciye yanıtını aktarıyor Moyers:

"Devlet karşısında özgürlüklerimizi korumak için ihtiyacımız olan haberler gerçek haberlerdir"