'25 yıldır bana aynı soru soruluyor'
Cemaat hükümet kavgasının ülke gündemini esir almasıyla birlikte bir soru da zihinleri kurcalamaya devam ediyor. Cemaatin Gülen'den sonra geleceği ne olacak? Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır'a göre bu soru abes ve korku ifadesi dolu bir
Cemaat hükümet kavgasının
ülke gündemini esir almasıyla birlikte bir soru da zihinleri
kurcalamaya devam ediyor. Cemaatin Gülen'den sonra geleceği ne
olacak?
Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır'a göre bu soru abes ve
korku ifadesi dolu bir soru. Çakır'a bu soru Gülen'in bile kafasını
kurcalıyor ancak zor bur durum değil.Çakır, ilginçbir örnekle
Hizmet Hareketinin Gülen'den sonra da
yürüyeceğini söyledi. MHP Türkeş'in vefatından sonra nasıl Bahçeli
önderliğinde ilerlediyse cemaat de yine
böyle devam edebilir.
İşte Çakır'dan çarpıcı satırlar...
Yaklaşık 25 yıldır şu soruya muhatap oldum, son günlerde de yoğun
bir şekilde oluyorum: "Fethullah Gülen’den sonra cemaati ne
olur?" Şaşıracak bir şey yok, çünkü Gülen hareketiyle
ilgilenen, onu dert edinen ve ona pek de sempati duymayan kişilerin
sık sık bu soruyu sorup cevabını aradıklarını duyuyor, biliyoruz.
Ama abes bir soru bu. Abes olduğu, her ne kadar bazı sağlık
sorunları bulunsa da Gülen’in, bu sorunun ilk ortaya atılmasından
en az bir çeyrek asır sonra hâlâ hareketinin başında olmasından
anlaşılıyor.
BU SORU KORKU
İFADESİ
Bu açıdan bakıldığında "Gülen’den sonra cemaati ne
olur?" sorusu isabetli sanılabilir, ama değil. Çünkü bu
Cemaat’i anlamayı hedefleyen bir soru değil. Tam tersine onu
anlamaya çalışmaktan duyulan korkuyu ifade ediyor. Ayrıca
iyiniyetli bir soru olduğu da söylenemez, çünkü bir meraktan ziyade
baş edilemeyen bir olguya karşı çaresizliği gösteriyor.
TÜRKEŞ VE BAHÇELİ ÖRNEĞİ
Bu soruyu soranların büyük kısmı içten içe, "nasılsa
Gülen’den sonra bu devasa yapı aynı şekilde yola devam edemez,
muhakkak parçalanır" diye düşünüyor olmalılar. İlk bakışta
akla yatkın bir değerlendirme gibi görünüyor, ancak güçlü liderin
ardından hareketinin dağılacağı önermesinin mutlak doğru olmadığına
Alparslan Türkeş’in vefatının ardından MHP ve ülkücü hareket
örneğinde tanık olmuştuk.
"Başbuğ"un ardından, üstelik olaylı bir şekilde MHP genel başkanı
seçilen Devlet Bahçeli, daha sonra yaşanan kopmalara rağmen girdiği
ilk genel seçimden ikinci parti olarak çıkmayı bildi.
Türkeş liderliğindeki MHP’nin bir önceki seçimde yüzde 10 barajını
aşamadığı düşünüldüğünde bu, her ne kadar dönemin konjonktürünün
yardımı olsa da, çok çarpıcı bir başarıydı.
BU SORU GÜLEN'İN KAFASINI
KURCALIYORDUR
Tekrar Gülen sonrası Cemaat’in geleceği sorusuna dönecek olursak
öncelikle şunu söylemek isterim: Herhalde bu soru en çok Gülen’in
kendisinin kafasını kurcalıyordur ve muhakkak bu konuda birtakım
hazırlıklar yapmıştır, değişen koşullara göre bunları gözden
geçirecektir.
NURSİ'NİN YERİNİ KİMSE
ALMADI
Bu noktada önümüzde Bediüzzaman Said Nursi ve Nurculuk hareketi
örneği duruyor. Nursi’nin yerini kimse almadı, öğrencileri kolektif
olarak hareketi sürdürmeye çalıştılar. Fakat çok kısa süre içinde
farklılıklar nedeniyle hareket birçok parçaya ayrıldı. Gülen’in
1970’li yılların başında kendi cemaatini oluşturması da Nurcu
hareket içindeki, Bediüzzaman’ın öğretisinden kaynaklanan, çoğulcu
ruh sayesinde olmuştur.