100 yıl önce Osmanlı basını da katledildi!
Ne kadar farkındayız bilinmez ama 24 Nisan sadece Ermenilerin değil Osmanlı gazetecilerinin ve Osmanlı gazeteciliğinin de katledildiği bir tarih...
BÜLENT TELLAN
Ermeni meselesiyle ilgili tartışmalar ile gündeme gelen 24 Nisan giderek daha çok bilinir oldu.
Farklı perspektiflerden "Büyük Felaket", "Ermeni Soykırımı" ya da "Ermeni Tehciri" diye de anılan, 1915 yılında 'Osmanlı Devleti tebaası olan Ermenilerin yurtlarından Suriye çölüne sürgün edilmesinin yıl dönümü' diye de bilinen 24 Nisan, aslında İstanbul'da yaklaşık 250 kadar Ermeni aydınının tutuklandığı tarih.
Ama 24 Nisan'ı aynı zamanda hükümetinin Osmanlı basınını 'katlettiği' tarih olarak da değerlendimek mümkün...
Neler oldu 24 Nisan 1915'de? Önce ona bir bakalım ki "Osmanlı basınının katledildiği tarih" iddiamızı anlamlandırabilelim:
24 Nisan 1915 gecesi, yaklaşık bir yıldır savaşta olan Osmanlı Devleti hükümetinin direktifi ile emniyet güçleri ellerindeki isim listelerinde yer alan Ermeni aydınlarını tutuklamaya başladılar.
BİR GECEDE 200 KİŞİ TUTUKLANDI
Nesim Ovadya İzrail'in araştırmasında altını çizdiği gibi, 24 Nisan gecesi Osmanlı emniyeti, İstanbul'da ellerindeki listede yer alan isimlerden büyük kısmını, yaklaşık 200 kadarını tutuklamıştı. İzrail, çalışmasında 900 bin nüfuslu şehirde 200 kişinin tutuklanmasının, bugünün nüfusu ile karşılaştırıldığında yaklaşık 3000 kişinin tutuklanmasına denk olduğunu ortaya koyuyor.
Bu geniş kapsamlı operasyon "ayaklanma hazırlığı" içerisinde olduğu ileri sürülen Ermeni aydınlarının büyük çoğunluğu tutuklandıktan sonra yargılanmaksızın Çankırı'ya gönderildi.
24 Nisan 1915 Cumartesi günü başlayan operasyon ile tutuklanan 250 kadar Ermeni Aydınının arasınds 19 doktor, 3 diş hekimi, 6 devlet memuru, 3 belediye baaşkanı, 2 öğrenci, 9 eczacı, 8 hukukçu, 4 mimar, 2 bilim adamı, 7 din adamı, 2 tiyatrocu, 36 öğretmen ve tek mesleği gazetecilik olan 10 kişi vardı. Ancak tutuklananların büyük çoğunluğu dönemin Ermeni ve Osmanlı gazetelerinde yazar olarak isim yapmış kimselerdi. Tutuklananlar arasında ayrıca 5 dizgici, 4 kitapçı da yer alıyordu.
OPERASYON AZADAMARD GAZETESİNDEN BAŞLADI
Zaten gece yarısı yapılan operasyona Pera'daki Taşnaksutyun Parti Merkezi ve partinin yayın organı olan Azadamard gazetesi ve matbaasından başlanılmıştı.
Binada bulunan tüm editör, muhabir ve büro personeli tutuklanmış, binaya karakol kuran polis, haberi olmadan buraya gelen herkesi de gözaltına almıştı. O kadar ki, gazetenin sadece muhabir, yazar, editörleri ve matbaa işçileri değil, çaycısı Hampartsum Balasan da tutuklanıp Ayaş'a gönderilen ve orada katledilenler arasındaydı.
Tutuklanan Ermeni Aydınların geri dönmeyeceğinden herkes o kadar emindir ki gazetenin yöneticileri ve çalışanları tutuklandıktan hemen sonraki günlerde, matbaa makineleri İttihat ve Terakki'nin yayın organı olarak bilinen Hüseyin Cahit Yalçın'ın başyazarı olduğu ve Ahmet Emin Yalman'ın da çalıştığı Tanin gazetesinin binasına taşınmıştı.
25 Nisan'da devam eden operasyon ile tutuklanan Ermeni Aydınların sayısı 250'ye ulaştı. Tutuklular, 26 Nisan günü trenlerle Ankara'ya oradan da at arabaları ile Çankırı ve Ayaş'a gönderildiler. Yargılanma ya da mahkeme süreci yaşanmadı.
KİRKOR ZOHRAB DA TUTUKLANIYOR
İstanbul'daki Ermeni Cemaati'nin önde gelen isimlerinden olan Kirkor Zohrab, 24 Nisan 1915 gecesi yapılan operasyonda tutuklanmamıştı. Bunda Zohrab'ın İttihat ve Terakki listesinden milletvekili seçilmiş olmasının da payı olsa gerek. Ancak ilerleyen günlerde, tutuklama operasyonuna karşı Sadrazam ile görüşmesi ve serbest bırakılmaları için çalışmalar başlatması, Zohrab'ın da tutuklanmasna yol açtı.
Tehcir kararını uygulamaya koyan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önde gelen ismi ve dönemin iç işleri bakanı Talat Paşa ile birlikte zaman geçiren, bezik oynayan Kirkor Zohrab, yine böyle bir gecenin ardından İttihat ve Terakki Kulübünden evine dönmesinin ardından gözaltına alındı.
20 Mayıs 1915'te tutuklanarak Çankırı ve Ayaş yerine Diyarbakır'a doğru yola çıkarılan Zohrab, 15 Temmuz 1915 tarihinde eşine yazdığı mektupta "öldürüleceğinden emin olduğunu" anlatıyordu.
Zohrab, Urfa yakınlarında Teşkilat-ı Mahsusa'cı Çerkez Ahmet çetesi tarafından başı taşla ezilerek öldürüldü.
Çerkez Ahmet, 30 Eylül 1915'de Zohrab'ı öldümesinden 2 ay kadar sonra Şam'da dönemin İttihat ve Terakki liderlerinden Cemal Paşa tarafından, cinayet ve yağma suçlaması ile yargılandı ve asıldı.
Ancak öldürülen diğer Ermeni Aydınlarının katilleri cezalandırılmadı.
250 ERMENİ'DEN 174'Ü KATLEDİLDİ
24 Nisan'da başlayan operasyon ile gözaltına alınıp Çankırı ve Ayaş'a sürülen yaklaşık 250 Ermeniden 174'ü hiç bir yargılama olmaksızın katledildi. 76 kişi ise her şeye rağmen sağ kurtulabilmişti.
Öldürülen Ermeniler arasındaki gazeteciler, Osmanlı Devletinin yurttaşı olmasına rağmen TGC ve ÇGD gibi meslek kuruluşları tarafından dahi "katledilen gazeteciler", "basın şehitleri" gibi listelere dahil etmiyor.
Ne kadar farkındayız bilinmez ama 24 Nisan sadece Ermenilerin değil Osmanlı gazetecilerinin ve Osmanlı gazeteciliğinin de katledildiği bir tarih. Tutuklanan, sürgüne yollanan, vahşice katledilenler Osmanlı devletinin yurttaşı olan Ermenilerdi. Çıkardıkları, yazı yazdıkları gazeteler Osmanlı basını diye anılan gazetelerdi. Onların öldürülmesi, Osmanlı gazeteciliğini de bir parça öldürdü.
İŞTE 1915'DE ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER
Necati Abay'ın derlediği listelerde 32 Ermeni gazetecinin de tehcir sırasında öldürülenler arasında yer aldığı görülüyor. Tespit edilemeyen, gazetecilik yaptığından emin olunamayan başka isimlerin de olma olasılığı çok yüksek. İşte 1915 yılında yaşamını yiten o gazeteciler: