Netflix'e Türkiye'den rakip arıyorum

Türkiye'de dizi ve filmler üzerinden internet televizyonculuğu yapan iki platform var. Biri Doğuş Grubu'nun PuhuTv 'si diğeri de Doğan Grubu'nun BluTv'si.

La Casa De Papel izlemek için abone olduğum Netflix'ten bir türlü çıkamıyorum.

Çıkamama nedenim muhteşem içeriklerin olması değil bilakis; çoğu vasata yakın, eşcinselliği kutsayan, başlayıp başlayıp yarıda bıraktığım dizilerin arasında sonunda beni saran bir dizi bulma umuduyla gezinip durmam.

Tavsiye üzerine izlediğim birkaç dizi dışında Netflix'in kendi yapımlarının çoğu bana göre çöp. Dünyaca ünlü, ödüllü ve kaliteli dizileri saymıyorum tabi ki.

Tam "artık aboneliğimi bitireyim" dediğim sıralarda Organize İşler Sazan Sarmalı'nın Netflix'te yayınlandığını duyunca vazgeçtim. Sinemaya gitmek yerine Netflix'ten izlemek işime geldi.

İyiki de gitmemişim zaten.

Sazan Sarmalı açıkçası "iyi oyunculuk kötü senaryoyla nasıl heba edilir"in örneği olmuş.

Neyse, konumuza dönelim...

Türkiye'nin dizi filmler konusunda iyi bir ivme ve başarı yakaladığını biliyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy daha geçenlerde Türkiye'nin ihraç ettiği dizi filmlerin 350 milyon dolar gibi bir bütçeye sahip olduğunu ve dünyada dizi film ihracatında Amerika'dan sonra ikinci sırada olduğumuzu açıkladı. Büyük başarı. 

Özellikle Ortadoğu pazarında Türk dizilerine büyük bir ilgi var.

İsrail'de şu sıralar İstanbullu Gelin rüzgarları eserken Özcan Deniz'in canlandırdığı Faruk karakteri İsrailli kadınların gönlünde taht kurmuş vaziyette.  Yine oynadığı dizilerle Arap dünyasının büyük ilgi gösterdiği Burak Özçivit, Kuveyt'te düzenlenen bir yemekle 80 Arap kadın hayranıyla bir araya geldi.

Buradan hemen Arap kadınları Türk erkeklerine bayılıyor sonucu çıkarıp havalanmasın erkeklerimiz, zira Tuba Büyüküstün, Beren Saat gibi kadın oyuncularımız da bu ülkelerde baya bir hayran kitlesine sahip.

Sadece Ortadoğu'da değil Latin Amerika'da da Türk dizileri büyük ilgi görüyor. Brezilya'da Muhteşem Yüzyıl reyting rekorları kırmıştı.

Dizi ihracatından bahsediyoruz madem şu bilgiyi de vermeden geçmeyeyim. Türk dizilerinin gösterildiği ülkelere Türkiye'nin mobilya ihracatı da artmış.

Bir mobilya üreticisi Rusya’da yayınlanan bir Türk dizisinden sonra, dizide yer alan mobilyalara yoğun talep geldiğini açıkladı. Yani dizi sektörünün ekonomik getirisi sadece kendisiyle sınırlı değil. İşin kültürel boyutuna girmiyorum bile.

Demem o ki; madem biz bu dizi işinden anlıyoruz, madem halihazırda bir pazar var, neden Türkiye'den de bir Netflix çıkmasın?

BLU TV YA DA PUHUTV ADAY OLABİLİR Mİ?

Türkiye'de dizi ve filmler üzerinden internet televizyonculuğu yapan iki platform var. Biri Doğuş Grubu'nun PuhuTv 'si diğeri de Doğan Grubu'nun BluTv'si.

PuhuTv, abonelik sistemiyle işlemiyor, ücretsiz. Bu nedenle belki tam bir kıyas yapmak doğru olmayabilir fakat şu an için Türkiye'de adından söz ettiren iki dizi film platformundan birisi.

Hatta bu zamana kadar izlediğim en iyi Türk dizilerinden birine imza attı ve maalesef gerisini de getiremedi. Şahsiyet, bir Netflix dizisi olsaydı sanırım çoktan oraya damgasını vurmuştu. Ama şimdilik Hakan Muhafız gibi vasat altıyla idare etmek durumundayız.

PuhuTv her ne kadar Şahsiyet ve Fi ile dikkat çekse de Doğuş Grubu'na bağlı televizyon kanallarında yayınlanan dizilerin yayınlandığı bir platform olmaktan öte gidemedi. Belki ileriye yönelik yeni projeleri vardır, bilmiyorum.

BluTv ise Aydın Doğan'ın torunu Aydın Doğan Yalçındağ'ın kurduğu ve başında olduğu bir internet televizyonu.

Aydın Doğan, Doğan Medya'yı Demirören'e satarken Blu TV'yi vermedi. Torununa mı kıyamadı yoksa yeni nesil yayıncılığın bu tarafa evrildiğini mi farketti bilemiyorum ama iyi bir karardı.

BluTv, PuhuTV'ye göre daha hareketli.

Kendi özel içerik üretimine devam ederken dünyaca ünlü dizileri de lisans anlaşması yaparak kendi platformuna taşıyor. 2018 yılında abone sayısını bir önceki yıla göre 4'e katlayarak 4 milyondan fazla kullanıcıya ulaşmış.

Hatta geçenlerde gözde yapımlarından Masum'u Netflix'e satarak karlı da bir iş yaptı.

Şu haliyle PuhuTv değil ama BluTv, Netflix'e rakip olma yolunda umut vadediyor.

Keşke habercilik gibi televizyonculuğun da internete kaydığını ve gelecekte bu tür internet platformlarının sektörü ele geçireceğini fark eden daha çok girişimci ve yatırımcımız çıksa.

Çünkü yeni nesil neredeyse tüm hayatını internet üzerine kuruyor.

Bugün elinden tableti, telefonu alamadığımız çocuklar yarının okuyucuları ve izleyicileri olacak. Geleceği yakalamak isteyenler ise tüm kurgularını buna göre yapmak zorunda.

Yoksa kazanamazlar!

twitter.com/Htckubra 

Facebook Hatice Kübra 

Yorumlar 1 yorum